Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/11295 E. 2017/9821 K. 22.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11295
KARAR NO : 2017/9821
KARAR TARİHİ : 22.11.2017

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

… adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, … ilçesi, … köyü, 278 ada 2 parsel sayılı 3.500,27 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, Orman Kadastro Komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine “2/B madde ve davalı gerçek kişi lehine kullanım” şerhi verilerek … adına tarla niteliğiyle tespit edilmiştir.
Davacı … vekili, çekişmeli taşınmazın eylemli orman niteliğinde olduğu, 2/B madde koşullarını taşımadığı halde, … adına orman rejimi dışına çıkarıldığı iddiasıyla, orman sınırları dışına çıkarma işleminin iptal edilerek orman niteliği ile … adına tapuya tescili ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın … adına orman rejimi dışına çıkarma işleminin kesinleştiği, 2010 yılında yapılan kadastro tespitinde, kesinleşen 2/B madde alanında 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek 4 maddesi uyarınca fiilî kullanım durumunun tespitinin yapıldığı, orman sınırları dışına çıkarılan ve bu işlemin kesinleştiği yerlere ilişkin açılan davalarda kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ve yetkili sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, davacı … vekilinin temyizi üzerine hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23.03.2011 tarih ve 2010/16221 – 2011/3168 E.K. sayılı bozma kararında özetle; “Somut uyuşmazlıkta çekişmeli taşınmaz hakkında 06.04.2010 tarihinde kadastro tespit tutanağı düzenlenmiş olup, … tarafından 3402 sayılı Kanunun 12/1 ve 26/B maddelerinde belirtilen 30 günlük askı süresi içinde dava açıldığına göre, davaya bakma görevi kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle, davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığına” değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine ve dava konusu … köyü, 278 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davacı … vekilinin temyizi üzerine hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından ikinci kez bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12.04.2012 tarih ve 2011/14188 – 2011/5688 sayılı ikinci bozma kararında özetle; “Ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazın % 14 eğimli olduğu, üzerinde 4 tane çam ağacı, 25 tanesi yabaniden aşılanmış, 25 tanesi ise halen yabani olmak üzere dağınık halde toplam 50 tane zeytin ağacı, pırnal meşesi ve sandal ağaçları bulunduğu, daha önceki dönemlerde pırnal çalıların kesilerek temizlendiği, ancak tekrar çimlenerek küçük çalı grupları oluşturduğu, taşınmazın içinde çok yoğun taş ve kayaların bulunduğu belirtilmiştir. Eylemli biçimde orman olan yerler 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7 ve devamı maddeleri ile Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesi gereğince yeniden orman olarak sınırlandırılabilecektir. 4999 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 6831 sayılı Kanunun 11/5. maddesi gereğince “a) 20/06/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi, b) 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi, uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan, ancak fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tespit edilen yerler, talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilir. Tahsisi yapılan bu yerler … adına tapuya orman vasfıyla tescil edilir.” hükmü mevcuttur. Mahkemece 4999 sayılı Kanun gözetilerek eylemli orman niteliğinde olduğu anlaşılan taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek orman niteliği ile … adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı”na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne ve dava konusu … köyü, 278 ada 2 parsel sayılı taşınmazın orman niteliği ile … adına tapuya tescili ile tutanağın beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesine karar verilmiş, hükmün davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 09/09/2013 gün ve 2013/2065-7687 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiştir.
Dairenin onama kararı üzerine bu kez davalı … vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş ve 16/06/2014 gün 4749-6498 sayılı karar ile “Çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazlar hakkında açılan benzer talepli davalarda mahkemece verilen red kararlarının Daire tarafından onanarak kesinleştiği, taşınmazların orman olmadığı aksine zeytin bahçesi olduğu anlaşıldığına göre Dairenin kesin bozmasının maddi hatadan kaynaklandığı, çekişmeli taşınmaza komşu parsellere ilişkin kesinleşen ilamlar da dikkate alınarak taşınmazın eylemli orman olup olmadığı konusunda yeniden araştırma yapılması, bu anlamda en eski ve 1980 ve 1990’lı yıllara ait memleket haritaları, hava fotoğrafları ve amenajman planları getirtilerek tahdit haritası ile birlikte bu belgelerin çekişmeli taşınmaza uygulanması ve eylemli niteliğinin kesin olarak belirlenmesi gerektiği” belirtilerek daha önce verilen onama kararı kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazın eylemli orman olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli 278 ada 2 sayılı parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4 madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 08.12.1945 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp sonuçları 07.03.1978 tarihinde, itirazları inceleme sonuçları ise, 24.09.1979 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılıp sonuçları 26.11.2002 – 25.12.2002 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen aplikasyon, sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 22/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.