YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11234
KARAR NO : 2018/7451
KARAR TARİHİ : 15.11.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında… köyü çalışma alanında bulunan 13566 parsel sayılı 854.85 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1970 yılından beri …’ın kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı … Yönetimi, taşınmazın eylemli orman olduğu ve orman niteliğini bozucu nitelikte olduğunu ileri sürerek orman niteliği ile Hazine adına tescili istemi ile dava açmıştır. Yargılama sırasında Hazine de davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline, beyanlar hanesinin aynen muhafazasına, taşınmaz üzerindeki ağaçların davalı …’a ait olduğunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 23/06/2013 tarih ve 2013/5746 E. – 2013/7465 K. karar numarası ile “Mahkemece, davanın esasına girilerek taşınmazın eylemli orman niteliğinde olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme usul ve kanuna aykırı bulunmaktadır. Davacı … Yönetimi, dava konusu taşınmazın eylemli orman niteliğinde olduğu iddiasıyla taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Dava mülkiyete yönelik olduğuna göre görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması nedeniyle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden” gereğine denilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak görevsizlik kararı verilmiş kararın kesinleşmesi ve davacının talebi üzerine dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, Acıpayam Asliye Hukuk Mahkemesinde 2014/357 Esas numarasını almış, yargılama sonunda mahkemece davalı taşınmazın eylemli orman niteliğinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, beyanlar hanesinin aynen muhafazasına, ayrıca “taşınmaz üzerinde bulunan 5 adet selvi, 5 adet fındık ve 2 adet ceviz ağacının 1992 yılında … tarafından dikilmiş ve …’a aittir cümlesinin” şerhine karar verilmiş, süresi içinde davacı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yörede 1970 yılında 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 1. maddesine göre orman kadastrosu ve 2/B uygulaması, 1995 yılında 2/B çalışmaları yapılmıştır.
Taşınmazın eylemli orman olmadığı anlaşıldığından davacı … Yönetimi tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak genel yetkili asliye hukuk mahkemesinde görülmekte olan mülkiyete ilişkin davada, talep dahi bulunmadan, kadastro mahkemelerinde uygulanması mümkün olan 3402 sayılı Kanunun 19. maddesi kapsamında taşınmaz üzerinde davalı …’a ait ağaçların ve malikinin beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi doğru değil ise de belirtilen bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 1. fıkrasının ikinci paragrafında bulunan “beyanlar hanesine ayrıca “taşınmaz üzerinde bulunan 5 adet selvi, 5 adet fındık ve 2 adet ceviz ağacının 1992 yılında … tarafından dikilmiş ve …’a aittir” cümlesinin şerhine” kısmının hükümden çıkarılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/11/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.