Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/11087 E. 2018/7344 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11087
KARAR NO : 2018/7344
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında dava konusu …köyü, 222 ada 4 parsel sayılı 24345,97 m2 yüzölçümündeki taşınmaz zeytinli tarla niteliğinde belgesizden zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar … ve … adına tespit edilmiştir. Taşınmazın beyanlar hanesinde ”1. Derece doğal sit alanı içerisinde kalmakta olup korunması gerekli kültür ve tabiat varlığıdır” şerhi bulunmaktadır.
Davacı Hazine davaya konu taşınmazın imar ve ihya edilmediği, taşlık, kayalık ve çalılık niteliğinde Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, 222 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile aynı vasıf ve yüzölçüm ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1941 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 07/06/2002 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması ile 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9/son maddesi uyarınca yapılıp 28/02/2008 tarihinde ilan edilen fenni hataların düzeltilmesine ilişkin çalışma vardır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli görülmemiştir. Şöyle ki;
Tarım Bakanlığının tüm valilik ve kaymakamlıklara gönderilen 8/5/1963 gün ve 1329/1 sayılı yazıda (3573 ve 6777 sayılı yasalar gereğince (1961 tarihli) Anayasanın 37 ve 131. maddeleri karşısında Devlet ormanlarından yabani zeytinlik, menengiçlik, harnupluk sahalarının ayrılamayacağının bildirildiği, her yasanın yürürlüğü döneminde ilgili bulunduğu uyuşmazlıklarda uygulanmasının vazgeçilmez bir kural olduğu, (HGK’nın 9/3/1988 gün 1987/2-860-232 ve 23/11/1988 gün 1988/1-825-964 ve 13/10/2004 gün 2004/10-528-533 ve 08/11/2006 gün 2006/14-701-698 sayılı kararları), Devlet ormanlarından zeytinlik tespit ve tefrikinin, ormanların özel mülke konu olamayacağı ve daraltılamayacağı hakkındaki, Anayasanın 37 ve 131. maddesine aykırı olduğu, 11/06/1958 gün 1958/8-7 sayılı İ.B.K. İle (Deliceliklerin para ve emek harcanarak zeytinlik durumuna getirilmesinin imar ve ihya sayılacağı kabul edilmiş ise de bu içtihatta orman olmayan taşınmazların sözkonusu olduğu,1970, 1974, 1984, 1986 ve 2004 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliklerinin tümünde “3573 sayılı Yasa ile bu Yasayı değiştiren 6777 sayılı Yasaya göre Devlet Ormanlarından tefrik edilmiş, zeytinlik, sakızlık ve harnupluk sahalar için tevzi işlemleri yapılmamış ise Devlet Ormanı olarak sınırlandırılır.” hükümlerinin mevcut olduğu, yine 6831 sayılı Kanunun 05/11/2003 gün ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesinde “evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların orman kadastrosunun orman kadastro komisyonunca yapılacağının” hükme bağlandığı; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/02/2008 gün ve 2008/20-157 Esas- 2008/194 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere delicelik ve yabani zeytinlerin aslının orman ağacı olduğu, ancak 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Yasa“ hükümlerine göre yetkili makamlarca zeytincilik parseli olarak tahsis edilmesi, daha sonra da imar-ihya koşullarının oluştuğu belirlenerek temlik kararı verilmesi ya da verilen bu temlik kararı uyarınca tapu kaydı oluşturulması durumunda o yerin orman sayılmayacağına, (H.G.K. 2008/20-157-194) göre, zeytincilik parsellerinin dağıtılıp imar ve ihya koşullarının tamamlandıktan sonra kişiye tahsis ve temlikinin yetkili makamlarca yapılmak suretiyle tapu kaydının oluşturulması halinde o yerin Hazinenin mülkiyetinden çıkacağı ve orman sayılmayacağı, aksi takdirde dağıtım ve tahsis yapılmamış ve tapu oluşmamışsa, öncesi itibarıyla orman sınırı içinde kalması nedeniyle orman olmaya devam edeceği gözönüne alınmalıdır.
Somut olayda Antalya İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından 24.05.2016 tarih, 08097 sayılı yazıları ve ekinde Fatma Nacak adına zeytincilik dosyasına ilişkin belgelerin sunulmuş olduğu görülmekte olup, mahkemece dava konusu taşınmaza bu zeytincilik dosyası kapsamındaki kroki ve belgeler keşif sırasında uygulanmamış, dava konusu taşınmazın zeytincilik dosyasında belirtilen taşınmaz kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilmemiş ayrıca dosyada adı geçen Fatma Nacak isimli şahıs ile davalı gerçek kişiler arasında ki irtibat belirlenmeden eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulmuştur.
O halde mahkemece, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapan orman kadastrosuna ilişkin orijinal orman kadastro haritasının tamamının onaylı bir örneği ile yörede 1950 yılından sonra 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre yapıldığı anlaşılan zeytincilik dağıtımına ilişkin parselasyon harita ve belgeleri getirtilmeli, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosuna ilişkin orijinal orman kadastro haritası ile zeytincilik dağıtımına ilişkin parselasyon haritası ölçekleri denkleştirilerek çakıştırılmalı, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon
ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, 3116 sayılı Kanun hükümlerine yapılan orman kadastrosuna ilişkin orijinal orman kadastro haritası ile zeytincilik dağıtımına ilişkin parselasyon haritası, eski tarihli orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası, aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritalarının ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de bu haritaların ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, bu haritalar birbiri üzerine aplike edilerek düzenlenecek bu haritalarda dava konusu taşınmazlar ile komşu ve yakın komşu parsellerin zeytincilik parselasyon haritası, memleket haritası, kadastro paftası, orman kadastro haritası ile aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritasına göre konumu ve orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları bu haritalar ile zeytincilik sınır noktaları ile parselleri paftaların tümü üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilip gösterilecek şekilde kendilerinden müşterek imzalı krokili rapor alınmalı ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.