Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/11022 E. 2019/119 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11022
KARAR NO : 2019/119
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … köyü, … mevkii 191 ada … parsel sayılı 113193,47 m2 yüzölçümündeki parsel mera niteliğiyle orta malı olarak sınırlandırılmıştır.
Davacı …’in 10.12.2007 tarihli dilekçesiyle; parselin Kasım 2000 tarih ve … sıra numaralı tapu kaydı ile kendisine ait olduğunu ve adına tapuya tescilini, … köyü tüzel kişiliği ise taşınmazın köy tüzel kişiliğine ait olduğunu, köy adına tescilini, … ise taşınmazın bir bölümünün murisi …’den kendisine kaldığı, adına tescili iddiasıyla açtıkları davalar birleştirilmiştir. … 03.03.2008 tarihli dilekçesiyle parselin davacı …’in dava ettiği bölümü dışında kalan bir bölümünün kendisine ait olduğu adına tescili iddiasıyla davaya katılmıştır.
Mahkemece davacı …’in tutunduğu tapu kaydının her yere uyabilecek cinsten sınırlar içerdiği çekişmeli parseli kapsamadığı, dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle … sayılan, halen … içi açıklığı niteliğindeki yerlerden olduğunun belirlendiği, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar köy tüzel kişiliği, … ve … tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.05.2011 tarih, 2011/5194 E. – 6219 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: ”… köyünde … il Mera Teknik Ekibince 2007 yılında yapılan çalışma sonunda … Damları merası olarak sınırlandırılmış, ancak mera tahsisi yapılmamıştır.
Davacı …’in tutunduğu Kasım 2000 tarih ve … sıra numaralı tapu kaydının, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.04.1958 tarih ve 1957/179-50 sayılı tescil hükmü ile oluşan Mayıs 1959 tarih 9 numaralı sicilden tedavül gördüğü, Asliye Hukuk Mahkemesinin sözü edilen 1957/179 Esaslı dosyasında, …’nin … köyünden İbrahim Girgin ve Musa Girgin 07.11.1957 tarihli dilekçeleriyle davalı sıfatıyla … ve … Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine, … köyü, Söğütlüdere mevkiinde 8-10 dönüm yüzölçümündeki taşınmazın Medeni Kanunun 639 (yeni 713) maddesi gereğince kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adlarına tescili için dava açtıkları, mahkemece çekişmeli taşınmazın 20 yılı aşkın bir süredir davacıların zilyetliğinde olduğu ve … ve köy tüzelkişiliği ile ilgisinin bulunmadığı, davacıların malı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, … Yüksek Mühendisi bilirkişi Fikret Yalap tarafından düzenlenen …/5000 ölçekli, kuzey hattına göre konumunu, kırık noktalarının bir birine mesafelerini sınırdaki dereler ile birlikte gösteren krokide gösterilen 7610 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacılar adına müştereken tesciline karar verildiği, karar üzerinde kesinleştirme şerhi bulunmamakla ve bu kararın taraflarına tebliğ edilip edilmediği, nasıl kesinleştiği anlaşılmamakla birlikte, tapuya tescilinin sağlandığı, tapu kaydının iptali istemiyle bu güne kadar … ya da köy tüzelkişiliği tarafından bir dava açıldığı iddia edilmemiştir.
Yörede 5 numaralı … kadastro Komisyonunca 1995 yılında yapılan … kadastrosu kesinleşmiş ve 113.193,47 m2 yüzölçmündeki çekişmeli parselin … sınırları dışında bırakıldığı yönünde uyuşmazlık yoktur.
Mahkemece eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parselin dava edilen bölümlerinin eski tarihli haritalarda açık alan olarak gösterilse ve … olarak nitelendirilmese de, dayanılan tapu kaydını dere ve … sınırları itibariyle her yere uyabilecek sınırlardan olduğu, dava edilen bölümlerin etrafı … ile çevrili … içi açıklığı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, dayanılan tapu kaydı … ve köy tüzelkişiliğinin taraf olduğu tescil hükmü gereği oluşup, ölçekli ve uygulanabilir bir krokiye dayanmaktadır. Bu kroki varken tapu kaydının sınırları itibariyle her yere uyabilecek kayıtlardan olduğu söylenemez.
Ayrıca, gerek çekişmeli parselin 113.193,47 m2 olan yüzölçümü, gerek 1995 yılında yapılıp 1996 yılında kesinleşen … kadastrosu sınırları dışında bırakılması, gerekse de … ve köyü tüzel kişiliğinin taraf olduğu tescil hükmü bulunması nedeniyle, 191 ada … sayılı parselin çekişmeli bölümleri … içi açıklığı olarak nitelendirilemez, tartışılması gereken konu, dava edilen bölümlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilecek yerlerden olup olmadığı ve davacılar yararına bu şartların oluşup oluşmadığıdır.
3402 sayılı Kadastro Yasasının 17. maddesi gereğince … sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile kadastro tesbit tarihinden 15 – 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
Somut olayda; mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi, taşınmazların ne şekilde zilyet edildiği, bu zilyetlik şeklinin ekonomik amaca uygun zilyetlik olup olmadığı ve özellikle köy tüzel kişiliğinin köydeki bazı kişilere kiralaması şeklindeki zilyetliğinin malik sıfatıyla olup olmadığı, sırf sahiplenmek suretiyle sürdürülen zilyetliğin ekonomik amaca uygun zilyetlik olup olmadığı konusunda yerel bilirkişi ve tanıkların soyut sözleri ile ziraat uzmanı bilirkişilerin soyut değerlendirmelerine değer verilmiştir.
O halde; mahkemece dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen …/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile Medeni Kanununun 713. maddesine dayanılarak açılan davalarda dava tarihinden, kadastro tespitine itiraz davalarında ise tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 – 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler Ziraat Fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir Harita-Kadastro (Jeodezi ve Fotogrametri) mühendisi ile bir … yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem …/5000 ve hem de …/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, dayanak Kasım 2000 tarih ve … sıra numaralı tapu kaydı ve eki olan tesil krokisi uygulanıp, tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, fen bilirkişiye kaydın kapsamını gösteren kroki düzenlettirilmeli, dava konusu taşınmazın … sayılmayan yerlerden olması ya da … ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından bu şekilde yapılacak inceleme sonucu, … Yönetiminin davada taraf olmadığı gözetilerek, tapu kaydının kapsamı içinde kaldığı belirlenen bölümü için kesin hüküm bulunduğu gözetilerek, kayıt kapsamı içindeki bölüm için açılan davanın kabulüne karar verilmeli, kayıt kapsamı dışındaki bölümler için … araştırması yapılmalı daha sonra taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararı sonrası yapılan yargılama neticesinde: Davacı ve müdahil davacıların davalarının kabulüne; dava konusu 191 ada … parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, fen bilirkişisinin 19/09/2015 tarihli ek rapor eki krokide;
(A) harfi ile gösterilen 7609,51 m², (B) harfi ile gösterilen 8435,76 m² miktarlık kesimlerin birleştirilmesiyle oluşan 16045,27 m² miktarlık taşınmazın aynı parsel numarasıyla ve (B2) ile gösterilen 296,86 m² miktarlık taşınmaza adanın en son parsel numarası verilerek … adına tarla vasfıyla; (C) harfi ile gösterilen 7836,14 m² miktarlık taşınmazın … adına tarla vasfıyla; (D) harfi ile gösterilen 6934,21 m² ve (E) harfi ile gösterilen 6929,19 m² miktarlık taşınmazların … adına tarla vasfıyla; (G) harfi ile gösterilen 2341,03 m² miktarlık taşınmazın … adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline; (C1) ile gösterilen 4546,22 m², (D1) ile gösterilen 7083,38 m², (D2) ile gösterilen 1732,59 m² miktarlık taşınmazların … vasfıyla … adına tapuya kayıt ve tesciline; mavi boyalı alan olarak gösterilen dere, kahverengi boyalı alan olarak gösterilen dereyatağı ve (B1) ile gösterilen kayalık kısımların tescil harici olarak bırakılmalarına karar verilmiş hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 5 numaralı … Kadastro Komisyonunca 1995 yılında yapılan … kadastrosuna ilişkin çalışma sonuçları 10.11.1995 ila 11.05.1996 tarihinde ilan edilmiştir.
Dava, mera vasfı ile orta malı olarak tespit gören taşınmazın tescil istemine ilişkin olup 6360 sayılı Kanunun gereğince köy tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katıldıklarından … davaya dahil edilmiş olmasına karşın mahkemece çekişmeli taşınmazın sınırları içinde bulunduğu Büyükşehir Belediye Başkanlığı dahil edilmeden davaya devamla hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Mahkemece 6360 sayılı Kanunun geçici …. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, davalı taşınmazın idari sınırları içinde bulunduğu … Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili oluşturulmalı, delilleri toplanmalı, ondan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
Kabulü göre de mahkemece davanın reddine ilişkin ilk hükmü Dairemizin 24.05.2011 tarihli kararı ile bozulmakla birlikte bu kararı temyiz edenler arasında … bulunmadığı halde mahkemece temyize konu işbu hükümde kazanılmış haklar dikkate alınmaksızın dava konusu taşınmazın (G) harfi ile gösterilen kısmının … adına tescil edilmesi hatalıdır ve davacılar dava konusu taşınmazın kendi adlarına tescili amacıyla dava açtıkları halde mahkemece talep dışına çıkılarak taşınmazın bir kısmının … vasfıyla … adına tapuya kayıt ve tesciline bir kısmının dereyatağı ve kayalık olarak tescil harici bırakılmalarına karar verilmiş olup talep ve davalı olmayan kısımlar yönünden karar verilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı … vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 15/01/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.