Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/10629 E. 2018/6979 K. 01.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10629
KARAR NO : 2018/6979
KARAR TARİHİ : 01.11.2018

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
BİR. DOS. DAVACISI: Orman Yönetimi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … ve birleşen dosya davacısı Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, … ili,… ilçesi, Ahatlar köyü Çandıroğlu mevkinde bulunan 122 ada 8 parsel sayılı 8748,42 m2 yüzölçümlü taşınmaz, senetsizden, kestane bahçesi niteliği ile davalı … adına tespit edilmiştir.
Asıl dosya davacısı …, taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla tespitin iptali ile kendi adına tescili istemiyle, birleşen 2007/43 E. sayılı dosya davacısı Orman Yönetimi ise, dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı iddiasıyla kadastro sırasında kişi adına oluşan tespitin iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece, taşınmazın tamamının orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle asıl dosya davacısı gerçek kişinin davasının reddine, birleşen dosya davacısı Orman Yönetiminin davasının kabulüne, 122 ada 8 sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce 26/03/2015 tarih 2015/3343 E. – 2015/2108 K. sayılı karar ile “Mahkemece çekişmeli taşınmazın, 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesi kapsamında orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tamamının orman niteliği ile hazine adına tescile karar verilmişse de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu k…ın iptaline ilişkindir. HMK’nın 26. maddesi gereğince (HMUK’un 72. md) “Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” hükmü gereğince ve dava dilekçesindeki talep, kesinleşen tahdit içindeki taşınmaz bölümünün tapu k…ın iptali ve tescile ilişkin olduğundan, mahkemece yapılacak iş; kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası uygulanarak, taşınmazın tahdit içinde kalan bölümleri tespit edilip, talep sonucunu aşmayacak şekilde karar vermekten ibarettir.
Bu nedenle; mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak 2 kişilik bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu
Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yargılamaya devam olunmuş yargılama sonunda davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacı … ve birleşen dosya davacısı Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz davasıdır.
Yörede 6831 sayılı Kanun kapsamında yapılarak 27.06.1969 tarihinde ilan edilmek suretiyle kesinleşen orman kadastrosu ve 12.07.2007 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulama çalışmaları ve aplikasyon çalışmaları bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacı …’a yükletilmesine 01/11/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.