Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/10599 E. 2018/7294 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10599
KARAR NO : 2018/7294
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
MÜD.TALEBİNDE
BULUNAN : Orman Yönetimi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün …ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

2003 yılında yapılan kadastro sırasında Demirköy ilçesi, Hamdibey köyü 101 ada 223 parsel sayılı 30405,54 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Nisan 1974 tarih 5 numaralı tapu kaydına istinaden tarla niteliğiyle, 101 ada 229 parsel sayılı 9047,20 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Nisan 1974 tarih 3 numaralı tapu kaydına istinaden tarla niteliğiyle, 101 ada 230 parsel sayılı 1466,42 m² yüzölçümündeki taşınmaz, senetsizden – zilyetliğe istinaden tarla niteliğiyle, 101 ada 231 parsel sayılı 5219,28 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Ocak 1954 tarih 3 numaralı tapu kaydına istinaden tarla niteliğiyle, 102 ada 104 parsel sayılı 4389,93 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Nisan 1974 tarih 4 numaralı tapu kaydına istinaden tarla niteliğiyle davalı adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazların zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluşmadığı ve orman olduğu, kayıt miktar fazlası bulunduğu iddiasıyla dava açmış; Orman Yönetimi, taşınmazların orman olduğu iddiasıyla davaya müdahale talebinde bulunmuş; mahkemece, dava konusu 101 ada 229, 230 ve 231; 102 ada 104 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacının davasının reddine, dava konusu 101 ada 223 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının davasının kabulü ile taşınmazın orman mühendisi teknik bilirkişinin 27/05/2014 havale tarihli raporuna ekli krokide miktar fazlası olan 18448,54 m²’lik kısmına ilişkin tapunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm davacı Hazine, davalı gerçek kişi ve müdahale talebinde bulunan Orman Yönetimi vekili tarafından temyizi üzerine … 20. Hukuk Dairesinin 11/11/2015 tarih ve 2015/592 E. – 10943 K. sayılı ilamı ile bir kısmı onanmış- bozulmuştur.
Hükmüne uyulan … 20. Hukuk Dairesinin, 11/11/2015 tarih ve 2015/592 E. – 10943 K. sayılı kararında özetle; ” 1) Müdahale talebinde bulunan Orman Yönetiminin temyiz istemi yönünden;
Orman Yönetiminin usûlüne uygun bir katılımı veya usûlünce açılmış bir davası bulunmadığı anlaşıldığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı Hazinenin 101 ada 229, 231 ve 102 ada 104 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi raporuna göre, çekişmeli taşınmazların 1966 yılında kesinleşen orman kadastrosunda iç parsel olarak orman sınırı dışında bırakıldığı, eski tarihli resmî belgelerde de orman sayılmayan
yerlerden olduğu, tespite esas alınan değişir sınırlı tapular ile taşınmazların yüzölçümü karşılaştırıldığında kayıt miktar fazlalığı var ise de, incelenen resmî belgelere göre öncesi itibarı ile hiçbir zaman orman olmadığının belirlendiği, 1966 yılında orman kadastrosunun kesinleşmesiyle tapudaki orman sınırının sabit hale geldiği ve üzerinden 20 yıldan fazla zaman geçtiği, dolayısıyla artık kayıt miktar fazlasının ormandan kazanıldığından sözedilemeyeceği gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3) Davacı Hazinenin 101 ada 230 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; çekişmeli 101 ada 230 parsel sayılı taşınmazın dört tarafının 101 ada 301 parsel numaralı orman parseline sınır olduğu ve taşınmazın tamamının 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesine göre orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı, herhangi bir mülkiyet belgesine dayanmamıştır. Taşınmaz orman içi açıklık konumununda olup zilyedlikle kazanılamaz.
6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde düzenlenen orman içi açıklık niteliğindeki yerlerle ilgili olarak, 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde; 25.06.1970 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3; 19.08.1974 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A; 30.05.1984 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1; 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde “…6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılması” öngörülmüş; keza, 20.11.2012 tarihli ve 28473 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 14/1-s ve 16/1-i maddesinde de benzeri hükümlere yer verilmiştir.
6831 sayılı Kanunun (dava tarihinde yürürlükte bulunan haliyle) 17. maddesi hükmüne göre, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılması, hayvancılık amacı ile ağıl inşası, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesi mümkün değildir. Kanun koyucu, burada orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazların memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları … Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [YHGK’nın 10.12.1997 gün ve 20/830-1034, 10.12.1997 gün ve 20/808-1039, 08.02.1999 gün ve 7/22-43, 13.10.1999 gün ve 8/689-822, 03.04.2002 gün ve 8/230-261, 22.10.2003 gün ve 20/665-614 sayılı ve yine, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 7/531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, kanun gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri ve 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 16. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (ı) bentleri gereğince, bu yerlerin Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, çekişmeli taşınmazların özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
4) Davalı kişi ve davacı Hazinenin 101 ada 223 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yönünden;
HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü bulunmaktadır. Temyize konu dosyada ise, mahkemece dava konusu parsel yönünden davanın kabulü ile hükmün 3. paragrafında “Orman mühendisi teknik bilirkişisinin 27.05.2014 hava tarihli raporuna ekli krokide miktar fazlası olan 18448,54 m2’lik kısmına ilişkin tapunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline” karar verilmiş olup, mahkemece kabul edilen kısmın taşınmazın hangi bölümüne isabet ettiği belirtilmemiş olması ve kararda belirtilen orman bilirkişisinin miktar fazlası olan kısım yönünden ekli krokisinin bulunmaması nedeniyle hüküm açık ve infaza elverişli olmadığından, anılan maddeye aykırıdır. Mahkemece, anılan Kanun hükmüne aykırı olarak, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında ve hükmün kendi içinde çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararı sonrası yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile… ili Demirköy ilçesi Hamdibey köyü Koca Tarla Mevki 101 ada 223 parselde kayıtlı taşınmazın fen bilirkişinin 24/03/2014 tarihli raporuna ekli krokide “B” harfi ile gösterilen ve miktar fazlası olan 18,446,54 m2’lik kısmına ilişkin tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline, 101 ada 230 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1966 yılında seri bazda yapılan orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılıp kesinleşen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 12/11/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.