Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/10457 E. 2018/6980 K. 01.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10457
KARAR NO : 2018/6980
KARAR TARİHİ : 01.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili ve davalı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi vekili 6.1.2012 tarihli dava dilekçesinde; davalılardan …’ın, … Kum mahallesi, Taşdibi mevkiinde bulunan 304 nolu bölmede büfe ve kafeterya olarak … Belediyesi ile Hazine arasında yapılan protokol gereği 2001 yılında 6 m²’lik alanı kiraladığı, davalı …’ın daha sonra eklentiler yapmak suretiyle kiralanan kısmı genişleterek aynı mevkiide bulunan 194 ada 286 nolu orman parseline müdahalede bulunduğunu, müdahaleye karşı belediye tarafından müdahalenin önlenmesi için herhangi bir girişimde bulunulmadığını, davalı … hakkında kesinleşmiş orman sınırları içinde kalan yerin işgali ve faydalanılması suçu nedeniyle açılan davada, … Sulh Ceza Mahkemesinin 16/11/2006 gün ve 2006/114 – 195 E. K. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda 2,91 m²’lik ormanlık alana müdahalede bulunduğunun belirlendiğini ileri sürerek, müdahalesinin men’i ile ormanlık alandaki yapıların kal’i istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne;… ili, … ilçesi, Kum mahallesinde bulunan 194 ada 286 nolu parsel üzerinde bulunan büfenin ormanlık alana taşan ve fen bilirkişisi … tarafından düzenlenen 10/11/2012 tarihli birlirkişi raporuna ekli krokide 1= 42,15 m² ve 2= 22,01 m² olarak gösterilen alanlara davalılar tarafından yapılan müdahalenin men’ine, müdahale edilen kısımlardaki yapıların kal’ine karar verilmiş, hükmün davalı … ve … Belediyesi Başkanlığı vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 24/02/2014 gün ve 2014/8891 E. 2014/2284 K. sayılı ilâmıyla [” İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazların orman tahdidi içinde ve 194 ada 286 sayılı orman parselinin çapı dahilinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına,”] karar verilmiştir.
Davalı … Belediyesi Başkanlığı vekili ve davalı gerçek kişi karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dairemizin 15/09/2014 tarih 2014/3472 E.- 2014/7610 K. sayılı kararı ile “Davalı gerçek kişinin ve Belediye Başkanlığının karar düzeltme dilekçelerinde ileri sürülen hususlar açısından dosyanın yeniden yapılan incelenmesinde;
Dava, kesinleşmiş tahdide dayalı olarak açılan müdahalenin men’i ve kal istemine ilişkindir. Kural olarak bir yerde kesinlenmiş orman kadastrosunun varlığı halinde; bir taşınmazın orman olup olmadığı ve hukukî durumu kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanması ile çözümlenir.
Somut olayda; 1948 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu, yine 3302 sayılı Kanuna göre 1989 yılında yapılıp sonuçları 24.09.1991 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B maddesi uygulaması ile evvelce sınırlaması yapılıp kesinleşen yerlerde 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Çekişmeli taşınmazın üzerinde ya da sınırında bulunduğu 194 ada 286 parsel sayılı taşınmaz orman parseli olarak Hazine adına tapuda kayıtlıdır. Aynı yerde 194 ada 64 parsel sayılı taşınmaz ise kumluk niteliği ile Hazine adına tapuda kayıtlıdır. 6 ve 7 OS numaralı orman tahdit hattının, 194 ada 286 sayılı orman parseli ile 194 ada 64 sayılı kumluk parselinin kesiştiği kadastro sınırı üzerinden geçmediği güneye kaydırıldığı haritasından anlaşılmaktadır.
Mahkemece, hükme dayanak alınan fen bilirkişi …tarafından düzenlenen 10/11/2012 tarihli ve orman yüksek mühendisi … tarafından düzenlenen 16/11/2012 tarihli ve jeoloji mühendisi … tarafından düzenlenen 15/11/2012 tarihli raporların incelenmesinde; kiralama ve sözleşme sonucunda işgale konu çekişmeli taşınmazın, üzerindeki yapı ve tesislerle birlikte tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kıyı şeridinde kaldığı, fen ve orman bilirkişi raporlarına göre ise; çekişmeli taşınmazın rapor ve krokide A= 42.15 m2’lik alanın 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdit hattı içersinde orman olarak tespit gören sahada 194 ada 286 parsel içersinde kaldığı, B= 22.01 m2’lik alanın 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdit hattı içerisinde orman olarak tespit gören sahada ve fakat kayma nedeniyle 194 ada 64 sayılı kumluk parseli içersinde kaldığı, yine krokide C= 64.22 m2’lik alanın 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdit hattı dışında kumluk olarak tespit gören sahada 194 ada 64 parsel içerisinde kaldığı, sonuç olarak A=42.15 m2’lik alan ile B= 22.01 m2’lik alanı olan toplam: 64.16 m2’lik alanın orman tahdidi ve Devlet Ormanı sınırları içerisinde, C= 64.22 m2’lik alanın 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdit hattı dışında kaldığı belirlenmiş ve buna göre hüküm kurulmuştur.
Bir örneği dosya içersinde bulunan … Sulh Ceza Mahkemesinin 16/11/2006 gün ve 2006/114 – 195 E. K. sayılı beraatle sonuçlanan dosyasında yapılan keşif sonucu alınan fen bilirkişiler … ve …tarafından düzenlenen 12.06.2006 tarihli ve orman mühendisi Volkan Kancı tarafından düzenlenen 06.06.2006 tarihli raporlara göre; kiralamaya ve işgale konu taşınmaz ile yapı ve tesislerin yerlerinin tespitine ilişkin düzenlenen krokilerde; 14 numaralı büfenin 14/A=126.07 m2’lik alan ile yine krokide 14/B=16.00 m2’lik alanın kıyı kenar çizgisi içerisinde 194 ada 156 nolu orman parseli dışında kaldığı, yine krokide 14/C=2.91 m2’lik alanın kıyı kenar çizgisi içerisinde 194 ada 156 nolu orman parseli içinde kaldığı belirtilmiştir. Ceza dosyasında dinlenen fen bilirkişi …ile eldeki hukuk dosyasında dinlenen fen bilirkişi aynı olmasına karşın, raporlarına ekli krokilerin farklı uygulama içerdiği ve farklı sonuçlar doğurduğu ve aynı fen bilirkişi tarafın iki ayrı mahkemede verilen raporların çeliştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu çelişki üzerinde durularak giderilmemiştir. Birbiriyle çelişen raporlara dayanılarak karar verilemez.
Öncelikle; davaya konu taşınmazların üzerinde bulunduğu 194 ada 64 parsel sayılı taşınmaz kumluk niteliği ile Hazine adına tapuda kayıtlı olduğundan Hazineye husumet yöneltilmek suretiyle davaya dahil edilmeli ve böylece taraf teşkili sağlanmalı kendisinden davaya karşı diyecekleri sorularak ecrimisil ve kiralamaya ilişkin yazılı delilleri getirtilip toplanmalıdır.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su işleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak dört kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, kesinleşmiş tahdit haritası ile genel arazi kadastro paftası ölçekleri birbirlerine eşitlenmek suretiyle denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli,
Ayrıca; kiralama ve teslim tutanakları ile varsa ecrimisil tutanakları getirtilmeli yerine uygulanmalı, … Sulh Ceza Mahkemesinin 16/11/2006 gün ve 2006/114 – 195 E. K. sayılı dosyasında yapılan keşif sonucu düzenlenen 12.06.2006 tarihli fen bilirkişi raporu ile eldeki dosyada düzenlenen fen ve orman bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin ve farklı uygulamanın neden kaynaklandığı üzerinde durularak çelişki giderilmeli, 6 ve 7 OS numaralı orman tahdit hattının, 194 ada 286 sayılı orman parseli ile 194 ada 64 sayılı kumluk parselinin kesiştiği kadastro sınırı üzerinden geçmediği güneye kaydırıldığı haritasından anlaşılmaktadır. Bu çelişkili uygulamanın nereden kaynaklandığı üzerinde durularak tartışılmalı, ayrıca, ceza dosyasında fen bilirkişi kuzeydeki 194 ada 286 numaralı orman parselini 194 ada 156 numaralı orman parseli olarak nitelendirmiştir. Bu hususun kadastro müdürlüğünden sorularak fen bilirkişi tarafından raporda açılanması gerekir. Bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.” gereğine değinilerek karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 24/02/2014 gün ve 2014/889 E. 2014/2284 K. sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına ve yerel mahkemenin 10/01/2013 gün ve 2012/5 Esas 2013/10 Karar sayılı hükmünün bozulmasına karar verilmiş; mahkemece bozmaya uyularak yargılamaya devam olunmuştur. Yargılama sonunda davanın kabulüne (A) ile gösterilen 42,15 m2’lik ve (B) ile gösterilen 22,01 m2’lik alanlara davalılar tarafından yapılan müdahalenin önlenmesine karar verilmiş; hüküm … vekili ve davalı gerçek kişi tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşmiş tahdide dayalı olarak açılan müdahalenin men’i ve kal istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 1948 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu, yine 3302 sayılı Kanuna göre 1989 yılında yapılıp sonuçları 24.09.1991 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B maddesi uygulaması ile evvelce sınırlaması yapılıp kesinleşen yerlerde 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/11/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.