YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10335
KARAR NO : 2017/3788
KARAR TARİHİ : 02.05.2017
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 21/01/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile …, ….. köyü, 39 (1608 ada 115) parsel sayılı 15500 m2 yüzölçümündeki taşınmazla ilgili olarak, Orman Yönetimi tarafından açılan ve kesinleşen dava sonucunda, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/201 E.- 2009/242 K. sayılı kararı ile taşınmazın tapu kaydının iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, Türk Medeni Kanunun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000.- TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 10/12/2014 tarihli dilekçesiyle harcını yatırmak suretiyle dava değerini 465.000 TL olarak ıslah etmiş, iptal kararı tarihinden itibaren faiz istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 465.000.-TL tazminatın 10.000.-TL’si için dava tarihinden; 455.000.- TL’si için iptal kararının kesinleştiği 20/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 31/10/2005 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, 1965 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi raporlarına göre; arsa niteliğinde olduğu belirlenen taşınmazın emsal satış yöntemine göre, tapu iptal kararının kesinleştiği tarih esas alınarak hesaplanan değer üzerinden, denetlemeye olanak veren bilimsel veriler içeren raporlar dikkate alınarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına
02.05.2017 günü oybirliğiyle karar verildi.