Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2016/10004 E. 2018/8091 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10004
KARAR NO : 2018/8091
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan … ve bir kısım davalılar vekili ile aslî müdahil Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu ….. mahallesinde kain 21.262,46 m² yüzölçümlü 150 ada 242 sayılı parsel, 816,47 m² yüzölçümlü 151 ada 975 ve 7.110,46 m² yüzölçümlü 151 ada 989 parsel sayılı taşınmazlar tarla vasfıyla 27/11/2007 tarihinde davalılardan …, …., …, …, …, …., … …, …, … adlarına tespit edilmiştir.
Davacılar vekili; …. köyünde kadastro tespit çalışmalarının yapıldığını, dava konusu 151 ada 975, 976 ve 989 sayılı parseller ile 150 ada 242 parsel sayılı taşınmazların müvekkillerinin murisine ait olup, müvekkillerinin murisinin …. kariyesinden …. olduğunu, geldisi Şubat 1926 No:91 Cilt 37 Sahife 34 ve Nisan 1339 No:96 Cilt.33 Sahife 54 olup, ….. mirasçısı ‘den satın alındığını, oysa yapılan kadastro tespitinde bu yerlerin davalılar adına tespit edildiğini, bu nedenle yapılan tespitin iptal edilerek dava konusu parsellerin müvekkilleri adına tapuya tespit ve tescilini talep etmiştir.
Yargılama sırasında mahkemece; dava konusu edilen 150 ada 242 sayılı parselin ormana sınırı bulunduğu anlaşıldığından, Orman Yönetimi ve Hazine dahili davalı sıfatıyla davaya eklenmesi amacı ile tebligat çıkarılmış olup, Hazine vekili 22/4/2015 tarihli celseye katılarak asli müdahil sıfatı ile dava konusu parsellerin Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Yargılamanın 06/03/2009 tarihli celsesinde dava konusu 151 ada 976 sayılı parsel yönünden dosyanın tefrik edilmesine karar verilmiş, tefrik kararı verilen parsel mahkemenin 2009/48 Esas sayısına kaydedilmiş, yapılan yargılama sonucunda davacının davasının husumetten reddine karar verilmiş, verilen bu karar taraflarca temyiz edilmeyerek 03/09/2009 tarihinde kesinleşmiştir.
Yargılama sonunda mahkemece; dava konusu ….Mah., 150 ada 242 sayılı parsel ile 151 ada 975 ve 989 parsel sayılı parsellerin orman sayılan yerlerden olduğu hususunda kanaat oluştuğu ve davacılar tarafından ibraz edilen tapu kayıtlarının da dava konusu parsellere uymadığı, bu sebeple tapu kaydına dayanan davacılar ve müdahiller yararına edinme şartlarının oluşmadığı, keza imar ve ihya edilmeyen, tarım arazisi niteliğinde de olmayan dava konusu parsellerde davacılar, müdahiller ve davalılar lehine zilyetlikten taşınmaz iktisabını sağlayan yasal şartların da tahakkuk etmemiş olduğu gerekçesi ile davacılar ile müdahil … tarafından açılan davaların reddine, asli müdahil Hazinenin davasının kabulüne, dava konusu ….mah., 150 ada 242 sayılı parsel ile 151 ada 975 ve 989 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile bu taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

Hüküm; …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … vekili ve davacılardan … ile aslî müdahil Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Yörede 04.08.1999 tarihinde ilk kez yapılan ve 14.02.2005 – 14.08.2005 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu yapılmıştır.
1) Asli müdahil Hazinenin temyiz dilekçesinin incelenmesinde; hükmün asli müdahil Hazine vekiline 13/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz dilekçesinin ise 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra asli müdahil Hazine vekili tarafından 12/04/2016 tarihinde verildiği anlaşılmıştır. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 tarih ve 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bu konuda karar verilebileceğinden, süresinden sonra verilen temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Bir kısım davalılar; …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … vekili ile davacılardan …’nın temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; kararın incelenen dosya kapsamına, dayandığı gerekçeye göre, alınan orman bilirkişi raporunda dava konusu parsellerin, çevrelerindeki orman alanlarının devamı şeklinde ve bitki örtüsü ve toprak yapısı bakımından da aynı özellikte oldukları ve bütünlük oluşturdukları, ormandan açma yapmak suretiyle kazanılmaya çalışıldığı, toprak yapısının incelenmesinde, öncesinin ormana dayandığını gösteren ayrışmamış olan kök kalıntılarına rastlandığı, yer yer de fiili orman ağaçlarının varlığını sürdürdüğü, bu sebeple taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunun belirtilmiş olmasına, bu tespitin hava fotoğrafları, gizli memleket haritaları, ziraat bilirkişi raporu ve orman bilirkişisi ek raporuyla da uyum içinde olmasına, nitekim ziraat bilirkişisi raporunda da belirtildiği üzere dava konusu taşınmazlarda uzun yıllardan beri herhangi bir tarımsal faaliyetin yapılmadığı ve parsellerin toprak yapılarının, orman ve mera toprak yapılarıyla benzer özellik gösterdiğinin tespit edilmiş olmasına, tüm bu nedenlerden dolayı dava konusu taşınmazların zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden olmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ :1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, asli müdahil Hazinenin temyiz dilekçesinin süre yönünden REDDİNE,
2) Yukarıda ikinci bentde açıklanan nedenlerle, incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, davalılardan …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … vekili ile davacılardan …’nın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişilere ayrı ayrı yükletilmesine 11/12/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.