Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/9764 E. 2015/12358 K. 09.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9764
KARAR NO : 2015/12358
KARAR TARİHİ : 09.12.2015

MAHKEMESİ : …Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … vekili, 17/05/1996 havale tarihli dava dilekçesi ile “… ilçesi, … köyü hudutları içerisinde kain 2/B’lik alanda bulunan 116 nolu taşınmaza davalı … tarafından ev yapmak amacıyla inşaata başladığını bu nedenle davalının taşınmaza müdahalesinin önlenmesine, arz üzerinde yapılan yapıların yıkılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kadastro mahkemesinde dava konusu olduğundan bahisle müdahalenin önlenmesi talebine ilişkin görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine gönderilmiş, yıkım talebi yönünden ise dava elde tutularak ayırma kararı verilip dosya ayrı esasa kaydedildikten sonra, … 1. Kadastro Mahkemesinin 2002/8 E. – 2004/127 K sayılı kesinleşmiş kararında … Yönetiminin açtığı dava neticesinde dava konusu 116 sayılı taşınmazın … sınırları içine alındığı, … arazilerinden mülk edinmenin mümkün olamayacağı gerekçesi ile davacı Hazinenin davasının kabulü ile … köyü 116 parsel (eski 288) sayılı taşınmaz üzerindeki yapısının yıkılmak suretiyle ortadan kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, yıkım istemine ilişkindir.
Mahkemece her ne kadar davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de mahkemece kurulan hüküm usûl ve kanuna uygun değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ”Davaların Birleştirilmesi” başlıklı 166/1. maddesinde, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği, birleştirme kararını ikinci davanın açıldığı mahkemenin vereceği ve bu kararın diğer mahkemeyi bağlayacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda, … tarafından 1996 yılında dava konusu taşınmazın kesinleşen 2/B kapsamında kaldığı iddiasıyla müdahalenin önlenmesi ve kal’ istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, mahkemece dava konusu parselle ilgili kadastro mahkemesinde devam eden derdest dava bulunduğu gerekçesi ile müdahalenin önlenmesi talebi yönünden görevsizlik kararı verilmiş kal’ yönünden eldeki dava tutulmuş, davacı …’nin yasal süresi içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunmadığı gerekçesi ile açılmamış sayılma kararı verilmiş bunun üzerine aynı gün temyiz incelemesi yapılan … Kadastro Mahkemesinin 2014/86 – 124 sayılı dosyasında, Hazinenin aynı parselle ilgili 13/08/2012 tarihinde kadastro mahkemesinde açtığı müdahalenin önlenmesi davasında, mahkemece Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin kesin bozma kararına uyularak, dava konusu taşınmazla ilgili kadastro dosyasının 07/12/1999 tarihinde kesinleştiği bu nedenle açılan davaya bakma görevinin genel mahkemede görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verdiği, her iki dosyada verilecek kararın birbirini etkileyeceği gözönüne alınarak ve sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için anılan dava dosyasının eldeki dosya ile birlikte değerlendirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, anılan davaların 6100 sayılı HMK’nın 166. maddesi gereğince birleştirilmesi, delillerin birlikte değerlendirilmesi, Hazinenin, davasını taşınmazın 2/B’lik alanda kaldığı iddiasıyla açtığı, ancak dava konusu taşınmazın … 1. Kadastro Mahkemesinin 2002/8-2004/127 sayılı kararı ile … sınırları içine alındığı ve derecattan geçerek kesinleştiği hususu da gözönünde bulundurularak 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi gereğince Hazineye dava dilekçesi açıklattırılmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/12/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.