Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/9757 E. 2015/9723 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9757
KARAR NO : 2015/9723
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/04/2015
NUMARASI : 2014/914 – 2015/479

Taraflar arasındaki itirazın iptali ve menfi tespit davasında, İstanbul 17. Asliye Ticaret ve İstanbul 2. İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, kambiyo senedine dayalı haciz yoluyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve takip nedeniyle borçlu olunmadığı iddiası ile menfi tespit istemlerine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemesince, taraflar arasında hizmet akdi ilişkisi bulunduğu ve uyuşmazlığı 5521 sayılı Kanunun 5/1. maddesi gereğince iş mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
İş Mahkemesi tarafından ise, davacının davalı yanında sigortalı işçi gibi çalıştığı, ancak taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu, ayrılacakları zaman sözleşme düzenlenerek çeklerin verildiği ve taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Diğer yandan, aynı Kanununun 778/1-ı. maddesi poliçenin iptale ilişkin 757 ilâ 763. madde hükümlerinin bono yönünden de uygulanacağı yönünde düzenleme sevk etmiş olup, 6102 sayılı TTK’nın 757/1. maddesi ve 30.06.2012 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren ve 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddelerinde değişiklik öngörün 6335 sayılı Kanun gereğince açıkça bu tür işlerde ticaret mahkemesi yetkili kılınmıştır.
Somut olayda; davacı birleştirilen dosya davalısının kambiyo senedine özgü takip yoluyla başlattığı icra takiplerine yapılan itirazın iptalinin istendiği, davalı birleştirilen dosya davalısı tarafından ise bu takipler nedeni ile borçlu olunmadığının tespitinin istendiği, her iki davanın temelinin taraflar arasında düzenlenen sözleşme olduğu, davacı birleştirilen dosya davalısı tarafından taraflar arasında ortaklık ve ticari ilişki bulunduğu, 2010 yılında kurdukları Mavi Tekstil isimli şirkette aralarındaki güven ilişkisi sonucunda, kendisinin işçi, davalı birleştirilen dosya davalısının şirket sahibi olarak göründüğünü, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin sona ermesi sonucunda alacaklarına karşılık sözleşme düzenledikleri ve alacağına karşılık bono düzenlendiğini ileri sürmüş, davalı birleştirilen dosya davacısı ise aralarında işçi işveren ilişkisi bulunduğunu, sözleşmenin işçilik alacakları için düzenlendiğini ve davacı birleştirilen dosya davalısına karşı borcu bulunmadığını ileri sürmüştür.
Dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari mahiyette adi ortaklık ilişkisi bulunduğuna ilişkin iddia ve bu yöndeki tanık beyanı, her iki davanın kaynağının kambiyo
senedi olan bono olması nedeniyle ticarî dava niteliğinde olan uyuşmazlığın, ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/10/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.