Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/9703 E. 2015/9093 K. 13.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9703
KARAR NO : 2015/9093
KARAR TARİHİ : 13.10.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, imar ve ihya ile kazanmayı sağlayan zilyetlik ve annesi … tarafından sağlığında 1970 yılında davacıya yaptığı devir nedenine dayanılarak dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı yaklaşık üç parça yerin vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Köy temsilcisi, yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu görüşünden hareketle krokide (A) harfi ile gösterilen 937 m² ve (B) harfi ile gösterilen 1360 m² olmak üzere toplam 2297 m² yerin davacı adına tapuya tesciline; aynı köy … … mevkiindeki diğer iki parça taşınmaza yönelik davanın ise reddine karar verilmesi üzerine; hükmün, kabule ilişkin bölümü davalı … vekili, redde ilişkin bölümü ise davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16/10/2008 gün ve 2008/4507 – 4924 sayılı kararıyla reddedilen iki parça taşınmaza yönelik davacının temyiz itirazları dere yatağında kaldıkları gerekçesiyle reddedilerek onanmış, Hazinin temyiz itirazları ise kabul edilerek (A) ve (B) harfiyle işaretli bölüm yönünden hüküm bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında; “Davalı … vekilinin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, krokisinde (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri bakımından kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın hangi tarihte ve ne sebeple tespit dışı bırakıldığı kadastro müdürlüğünden krokisi gönderilerek sorulup belirlenmediği gibi, ondan sonra tapuya kayıt edilip edilmediği de tapu müdürlüğünden sorulmamıştır. Tespit dışı bırakılan bir yerin tapuya tesciline karar verilmesi için bu hususların yerine getirilmesi zorunludur. Bundan ayrı; aynı çalışma alanında bulunan farklı taşınmazlara yönelik olarak açılan ve temyiz incelemesi nedeniyle Dairemize intikal eden başka dava dosyaları nedeniyle bilindiği üzere, dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu bölge, belediye imar planı ve mücavir alanında kalmaktadır. Bu husus üzerinde durulmadan, taşınmazlar gerçekten de belediye sınırları dahilinde kalan bir yer ise, dava kamu tüzel kişisi olarak ilgili belediyeye yöneltilmeden yürütülüp sonuçlandırılması kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyulduktan sonra; dava konusu … köyü … … mevkii ile ilgili mahkemece verilen ret kararı bozma sebebi yapılmayıp kesinleştiğinden, bu konuda yeniden karar verilmesine gerek olmadığına, dava konusu olan diğer … köyü … mevkiindeki doğusu ve batısı tespit dışı boşluk, güneyi 28 nolu parselle çevrili, fenni bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 937 m²’lik, (B) harfi ile gösterilen 1360 m2’lik olmak üzere toplam 2297 m²’lik yerin imar ve ihya koşulları ve zilyetlikle edinme şartları sübuta erdiğinden, davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitleri sırasında tespit dışı bırakılan yere yönelik imar ve ihya ile kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenine dayalı tescil isteğine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1979 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılıp dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 13/10/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.