Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/880 E. 2015/9196 K. 14.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/880
KARAR NO : 2015/9196
KARAR TARİHİ : 14.10.2015

MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, … beldesi, … mahallesi 109 ada 85 ve 100 parsel sayılı 2656,16 m2 ve 2228,38 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar belgesizden tarla niteliği ile davalıların murisi oğlu … adına tespit edilmiştir.
Davacı …, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla tespitin iptali için dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin iptaline, orman niteliği ile … adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19/02/2009 tarih ve 2008/17262 – 2009/2796 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen … Bakanlığı (… Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. ” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile 109 ada 100 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi davalı adına, 109 ada 85 sayılı parselin tapu kaydının kısmen iptali ile ek raporda (A) harfi ile gösterilen 1330,22 m²’lik kısmın orman vasfıyla … adına, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 1325,94 m²’lik kısmın tesbit tutanağındaki vasfı ile davalı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davacı … ve davalı kişi vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/05/2014 tarih 2014/3635-5746 sayılı kararıyla davalının temyiz dilekçesi reddedilmiş, …nin temyizi yönünden hüküm bozulmuştur.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin kararında özetle;
1) Davalı kişi vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Her ne kadar, çekişmeli taşınmazların tesbit maliki olmayan davalı tarafından hüküm temyiz edilmiş ise de, kadastro tesbitine itiraz davalarında davanın tarafı ancak tesbit maliki ile varsa tutanağın beyanlar hanesinde yararına şerh yazılan kişi ya da kişilere ait olacağından, temyiz eden yukarıda bahsedilen kişilerden olmadığından, hüküm ise, ancak davanın taraflarınca temyiz edilebileceğinden davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı … vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
“…davanın, tesbit malikine yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmesi, tesbit malikinin davaya dahil edilerek dava dilekçesinin usûlüne uygun tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlandığı takdirde davaya devamla tarafların bildirdikleri deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tesbit maliki olmayan davalı aleyhine açılmış bulunan davanın yürütülerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir. ” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile 109 ada 100 parsel sayılı taşınmazın, kadastro tespit tutanağında belirtilen vasıf, miktar ve sınırları itibariyle ölü tespit maliki oğlu … mirasçıları olan dahili davalılar …, …, … ve … adlarına 1/4’er payla tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline; 109 ada 85 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kısmen iptali ile (B) harfi ile gösterilen 1.325,94 m2’nin tespit tutanağındaki vasfıyla aynı parsel numarası ile ölü tespit maliki oğlu … mirasçıları olan dahili davalılar …, …, … ve … adlarına 1/4’er payla tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfi ile gösterilen 1.330,22 m2’nin aynı ada son parsel numarası ile orman vasfı ile … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların kısmen orman sayılan, kısmen orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14/10/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.