YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8661
KARAR NO : 2016/3803
KARAR TARİHİ : 31.03.2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … ve … …na izafeten …nü temsilen … vekili tarafından, hakem sıfatıyla görülmek üzere … Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan 10.03.2013 tarihli dava dilekçesinde özetle, 2875 sayılı mera parselinin 13.000 m² yüzölçümündeki bölümünün köy yerleşim yeri olarak tespit edildiği, taşınmazın geriye kalan ve halen mera vasfıyla kayıtlı bulunan kısmının ekli haritada işaretlenen toplam 3.772,93 m² yüzölçümündeki bölümlerinin orman tahdidi içine alındığı açıklanarak, mera niteliğindeki taşınmazın orman tahdidi içine alınan bölümleri yönünden orman tahdidinin iptaline karar verilmesi talep ve dava olunmuştur. Yargılama sırasında, 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Kanunun 24. maddesiyle değişik 3533 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince hakem sıfatı kaldırılarak, davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla devam olunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, yörede orman kadastrosunun 1967 yılında yapılarak kesinleştiği ve arazi kadastrosu ile tahdit hattının değiştirilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı … … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman tahdidine itiraza ilişkindir.
Davalı … …nin temyiz itirazları, dava konusu taşınmazın orman vasfında olduğu ve orman vasfıyla tapuya tesciline karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
Yörede 1967 yılında 6831 sayılı Kanun gereğince orman tahdidi ve aynı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uygulaması yapılarak kesinleşmiş olup; 25.02.2009 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
Arazi kadastrosu ise 1983 yılında yapılmış ve dava konusu 2875 parsel sayılı taşınmaz mera olarak sınırlandırılmış; daha sonra 28.04.2003 tarihinde ifraza tâbi tutularak, 3214 ve 3215 sayılı ifraz parselleri mera olarak bırakılırken, ifrazen oluşan 102 ada 1 ilâ 14 ve 103 ada 1 ilâ 12 parseller köy yerleşim alanı olarak köy tüzel kişiliğine tahsis edilmiştir.
Mahkemece yapılan inceleme sonunda 3214 parsel sayılı taşınmazın uzman bilirkişi raporlarında (A) harfiyle gösterilen 1.716 m² yüzölçümündeki bölümünün 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit hattı içinde kaldığı, bu parselin geriye kalan bölümü ile ifrazen oluşan
diğer parsellerin orman sınırları dışında bırakıldığı belirlenmiş ve orman tahdidinin 1967 yılında kesinleştiği, arazi kadastrosu sonucu orman sınırlarının değiştirilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda hükmü temyiz eden … …, orman tahdidine itiraza ilişkin davada “davalı” sıfatıyla taraf olup, dava reddedilmiş ve … … aleyhine yargılama giderine de hükmedilmemiştir. … …, yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaliyle orman olarak … adına tescili istemiyle davaya katılmamış; asli müdahil sıfatını kazanmamıştır. 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nın 427. ve müteakip maddeleri uyarınca hükmü temyiz etme yetkisi, davanın, hükmü temyiz etmekte hukukî yararı bulunan taraflarına ve davada taraf olmasa dahi aleyhine hüküm kurulan üçüncü kişilere aittir. … … davaya bağımsız hak talebiyle müdahil olmadığı gibi, davalı sıfatı ile taraf bulunduğu dava sonucunda yargılama gideri ve benzeri hususlarda aleyhine hüküm de kurulmadığına göre, hükmü temyizde hukukî yararı bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, davalı … …nin temyiz inceleme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmü temyiz etmekte hukukî yararı bulunmayan davalı … …nin temyiz inceleme isteğinin REDDİNE 31/03/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.