YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/831
KARAR NO : 2015/10018
KARAR TARİHİ : 22.10.2015
MAHKEMESİ : İstanbul 13. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 25/11/2014
NUMARASI : 2014/432 D. İş – 2014/432
Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı – birleştirilen dosya davalısı V.. S.. tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı – birleştirilen dosya davalısı V.. S.. vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı – birleştirilen dosya davalısı – vekili tarafından sunulan 22.10.2014 tarihli dilekçede özetle; “…hâkimin, boşanma davasında ileri sürdüğü delilleri görmezden geldiğini, son celse kararı yüzüne karşı vermediğini, duruşma zabtı ile karar kısmına ait hüküm fıkrasının yazılış saatlerinin birbirini tutmadığını, bu konu ile ilgili HSYK’ya şikayette bulunduğunu, davalı ileri sürülen hususları ikrar ettiği halde mahkeme huzurdaki bu ikrarı dikkate almadığını, hâkimin objektif tarfsızlık ilkesini ihlal ettiğini…” ileri sürerek reddi hakim talebinde bulunmuştur.
Reddedilen Hâkim tarafından, hâkimin reddi talebinin reddi gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine, dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hâkim talebinin reddine ilişkin verilen karar, davacı – birleştirilen dosya davalısı V.. S.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre, hâkimin reddi için ileri sürülen hususlar HMK’nın 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden olmadığına ve yargılamanın devamı sırasında taraflardan birinin mahkeme hakimi hakkında şikayette bulunması veya aleyhine dava açması, HMK’nın 36/1-d maddesinde belirtilen “Davalı olmak” anlamında yorumlanamayacağı, aksine bir yorum, yargılama yapan tüm hakimlerin kötü niyetli taraflarca reddedilmesini kolaylaştıracağı gibi, bu hakkı kötüye kullanmak isteyenlerin davranışını da korumak anlamına geleceği, hiçbir hukuk kuralının, kötü niyetliyi korumayacağı, aksini kabul etmek, kötü niyetli kişilerce açılacak uydurma dava ve şikayetler sonucu, davaya bakan hâkimlerin sağlıklı, baskıdan uzak ve hür iradeleri ile görev yapmalarına engel olacağı gibi, tabii hâkim ilkesini de zedeleyeceğinden, konuyu inceleyen mercinin HMK’nın 36/1-d. maddesi hükmünü yorumlaması usûl ve kanunlara uygun görüldüğünden merci kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı – birleştirilen dosya davalısı V.. S.. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 22/10/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.