Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/8217 E. 2015/11396 K. 18.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8217
KARAR NO : 2015/11396
KARAR TARİHİ : 18.11.2015

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmalarında … ilçesi, … mahallesi 360 m2 yüzölçümlü 121 ada 6 parsel sayılı taşınmaz, bahçe vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş; tutanağın beyanlar hanesine, “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılmıştır” ve “iş bu taşınmaz üzerindeki 1 katlı bina 12 yıldan beri …’in fiilî kullanımındadır” şerhi yazılmıştır.
Davacı, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmalarında 121 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıların tamamının orman sınırları içerisinde kaldığı iddiasıyla taşınmazın beyanlar hanesinin düzeltilmesi, taşınmaz üzerindeki yapıların orman sınırları içinde kaldığı hususunun beyanlar hanesinde belirtilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1940 yılında yapılan orman kadastrosu ile daha sonra 1978, 1985 ve 1987 yıllarında yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece her ne kadar, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde uygulaması sırasında düzenlenen mutabakat zaptı ile kesinleşen orman kadastro sınırlarının değiştirilemeyeceği gerekçesi ile …nin davasının reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Şöyle ki, bilirkişilerce düzenlenen rapor ve krokisi taşınmazın hukukî durumu hakkında yeterli kanı uyandırmamaktadır. Yörede, ilk kez 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastrosu ile daha sonraki yıllarda yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B uygulamalarına ait haritalar ile 5831 sayılı Kanun çalışmaları sonucunda oluşturulan pafta örneği ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilmek ve ayrı ayrı gösterilmek suretiyle taşınmazın konumu belirlenmemiş; Yönetimin iddiası doğrultusunda dava konusu ek 4 parseli üzerinde bulunan binanın mutabakat krokisine göre kısmen kesinleşen orman kadastro sınırlarında kaldığı belirtilmiş ise de bunun nedeni üzerinde yeterince durulmamış, mutabakat raporu ile belirlenen orman sınırının ilk orman tahdit hattına uygun olup olmadığı, ilk orman tahdit hattının değiştirilip değiştirilmediği hususları denetlenememektedir.
Bu nedenle, mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresini gösterir orijinal kadastro paftası, 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan ilk orman kadastrosu ve sonrasında yapılan orman tahdidi, aplikasyon 2. madde, 2/B madde ve 5831 sayılı Kanun çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4 madde uygulaması sırasında düzenlenen mutabakat zaptının, çekişmeli parselin bulunduğu adadaki tüm parsellere ait tutanaklar ve dayanaklarının, kesinleşmiş iseler tapu kayıtlarının dosya içine alınması, daha sonra önceki bilirkişiler dışında serbest orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisi ile yerel bilirkişi eliyle yeniden keşif yapılarak yörede ilk kez 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastro tutanaklarında, keza daha sonra yapılan aplikasyon tutanaklarında sözü edilen tepelerdeki nirengi noktaları, dere ve yolların kesişme noktaları, mevki isimleri, bu tutanaklarda tarif edilen kişilere ait tarlaların o tarihteki sınırları ve bu tarlaların birleştiği köşe noktaları ve benzeri sabit noktalar yerel bilirkişi yardımıyla saptanmalı ve tutanakta isimleri yazılı kişilere ait tarlaların arazi kadastrosunda kim ya da kimler adına, kaç numaralı parsel olarak tespit edildiği de belirlenerek, o parsellere ait tutanak örnekleri getirtilip bilirkişi sözleri denetlenmeli; ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde ve 2/B madde uygulamalarına ilişkin harita ve tutanaklar ile 5831 sayılı Kanun gereğince düzenlenen kadastro paftaları ve mutabakat krokisi 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki yönetmelik ve bu Yönetmeliğin 54. maddesine göre çıkarılan teknik izahnamede tarif edilen yöntemle değişik açı ve uzaklıktaki en az 15-20 adet orman sınır noktasını gösterir şekilde çekişmeli parsele ve bu parselin geniş çevresine uygulanmalı; zeminde bulunmayan orman sınır noktaları bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi ismi ile açı ve mesafelere göre birer birer bulunup yerleri arazi kadastro paftası üzerinde işaretlenmeli; uygulamalarda ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile daha sonra yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulaması harita ve tutanaklarına göre belirlenmeli; bu haritalar aynı ölçekte birleştirilerek her bir uygulama (orman kadastrosu ile aplikasyon ve 2. uygulamaları) farklı renkte kalemlerle gösterilmeli, aynı ya da yakın hatlarda bulunan dava konusu parsel aynı harita üzerine işlenerek müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalıdır. İlk orman kadastro harita ve tutanaklarının, aplikasyon, 2/B madde harita ve tutanakları ile çelişkili olduğunun belirlenmesi halinde, tutanakların düzenlenmesinde esas alınan hava fotoğrafları ve memleket haritası ile desteklenen ilk orman kadastro tutanaklarındaki sınırlara değer verilmesi gerektiği düşünülmeli, …nin iddiaları üzerinde durularak dava konusu Ek 4 parseli üzerinde bulunan binanın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalıp kalmadığı, bunun nedeni ve doğru hattın hangisi olduğu üzerinde durulmalı; 5831 sayılı Kanun çalışmaları ile kesinleşmiş orman sınırlarının değiştirilemeyeceği de gözönünde bulundurularak oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/11/2015 günü oy birliği ile karar verildi.