Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/82 E. 2015/7865 K. 29.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/82
KARAR NO : 2015/7865
KARAR TARİHİ : 29.09.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar … ve … vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … vekili 03.12.1997 tarihli dilekçe ile, davacı adına kayıtlı … köyü, 8 pafta 1414 sayılı parselde kain 221.500 m² yüzölçümündeki taşınmazın asliye hukuk mahkemesinin 17.11.1960 gün ve 1959/322 – 332 sayılı kararı ile orman tahdidi dışında bırakılmasına rağmen 56 nolu Orman Kadastro Komisyonu kararı ile taşınmazın yaklaşık 139.000 m² bölümünün orman alanı olarak tesbit ve ilân edildiği iddiasıyla orman tahdidinin iptali istemiyle dava açmıştır.
Davacı … vekili ise 04.10.2006 tarihli dilekçe ile; Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/413 Esas sayılı dosyası arasında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile 1984 yılında yapılan genel kadastro çalışmasında davalı taşınmazın tesbit edilen çapı ile 17.11.1960 gün ve 1959/322 – 332 sayılı kararla orman sınırı dışına çıkartılan çapın birbiri ile çakışmadığı, genel kadastroda mahkeme kararı çapının esas alındığının bildirilmesine rağmen uygulamada kaydırıldığından tarla olan yerlerin orman alanına, orman olan yerlerin de davalı parsel içinde bırakıldığı iddiasıyla 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi uyarınca tersimat hatasının bulunduğu kabul edilerek mevcut kadastral sınırının kesin hüküm niteliğindeki mahkeme kararı çap sınırlarına uygun olarak düzeltilmesi talebiyle dava açmıştır.
Mahkemece, ayrı ayrı açılan davalar birleştirilmiş ve 56 nolu Orman Kadastro Komisyonunun çalışmasına ilişkin açılan davanın kabulüne ve davalı taşınmaz ile sınırlı olmak üzere yapılan 2/B uygulamasının kaldırılmasına, 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi uyarınca tersimat hatasının bulunduğu ve düzeltilmesi istemli açılan davanın ise reddine karar verilmiş, hükmün … ve … vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/09/2013 gün ve 2013/3311-8050 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “1) 56 nolu Komisyonun yetkisi, önceden tahdidi yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 2/B çalışması ile sınırlaması yapılmayan ormanlarda orman kadastrosu ve 2/B uygulaması yapmak olup, dava konusu taşınmaz ilk olarak 1942 yılında orman tahdidine alındığından, çekişmeli 1414 sayılı parsele ilişkin 56 nolu Komisyonun görevi aplikasyon ve 2/B çalışması yapmaktan ibarettir. Bu bağlamda aplikasyon işlemi yeni bir orman tahdit işlemi olmayıp, ilk tahdide uygun olarak yapılmak zorunluluğu bulunan bir güncelleme çalışmasıdır. Kesinleşen orman kadastro sınırlarını hiçbir merci ve makamın aplikasyonla bile olsa değiştirme yetkisi bulunmadığı gibi aplikasyonun ilk orman sınırlandırmasına uygun olma zorunluluğu vardır. Somut olayda, dava konusu 1414 sayılı parsel, 1942 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdidinin içinde iken 6831 sayılı Kanunun muvakkat 3. maddesi uyarınca açılan tahdide itiraz davası sonucu Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.11.1960 gün ve 1959/322 – 332 sayılı kararı ile 80 dekarlık kısmının orman tahdidi dışında, 141520 m² bölümünün ise orman tahdidi içine alındığı belirtilerek tahdit içine alınan bölüme ilişkin olarak orman tahdidinin iptaline karar verilmiş ve bu hüküm Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 23.06.1961 gün ve 2995 – 3870 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir. Bu karar davalı … yönünden kesin hüküm niteliğinde olup davalı … yönünden ise taşınmazın orman olmadığına ilişkin üstün delil niteliğindedir. 56 nolu Orman Kadastro Komisyonunun, çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak aplikasyon ve 2/B uygulaması yaparken, kesinleşen mahkeme kararı uyarınca taşınmazın orman tahdidi dışında bırakıldığı gözönüne alarak yalnızca aplikasyon işlemi ile yetinmesi gerektiği ile davalı parselin kesinleşen mahkeme ilâmı ile orman sayılan yerlerden olmadığı belirlenerek orman tahdidi dışında bırakıldığından, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesinin uygulama olanağı bulunmadığı belirlenerek 2/B işleminin kaldırılmasına ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından bu bölüme ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davacı vekili tarafından 03.12.1997 tarihli dilekçe ile açılan dava aynı zamanda dava konusu taşınmazda bulunan aplikasyon işlemine de itiraza ilişkin bulunmasına rağmen mahkemece, aplikasyon işleminin iptali davasına ilişkin olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usûl ve kanuna aykırı olup hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyulduktan sonra, davacının davasının kabulüne, 56 nolu Orman Kadastro Komisyonunun 30/07/1996 tarihli kararı ile davacıya ait 1414 parsel sayılı taşınmaz üzerinde taşınmaz ile sınırlı olmak üzere yapılan 2/B uygulaması ve üzerindeki aplikasyon işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçelerine göre asıl dava, 56 nolu Orman Kadastro Komisyonunca yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına itiraz, birleşen dava ise, 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi uyarınca taşınmazdaki ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hataların düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Yörede, 3116 sayılı Kanuna göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi ile 6831 sayılı Kanuna göre 23.09.1989 tarihinde yapılıp 30.07.1996 – 30.01.1997 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen aplikasyon, sınırlaması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde çalışması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının …ne yükletilmesine, …den harç alınmasına yer olmadığına 29/09/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.