Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/7776 E. 2016/4115 K. 06.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7776
KARAR NO : 2016/4115
KARAR TARİHİ : 06.04.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi katılan … … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … köyü 109 ada 52 parsel sayılı 4131.69 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, ham toprak niteliğiyle … adına tesbit edilmiştir.
Davacı, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Sulh hukuk mahkemesince, görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine gönderilmiş, kadastro mahkemesince aynı parsele yönelik açılan …/… E. sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine ve yapılan keşif sonrasında ise ayrılmasına karar verilmiştir.
Kadastro mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının dava ettiği alanın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı ve kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü dava açma süresinin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25/02/2014 tarih …/… – …/… sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi de zorunludur.
Somut olayda, dava 101 ada 1 sayılı orman parseli içinde kalan bir bölüme yönelik olup, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 09/07/1973 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmakta olup daha sonra 2008 yılında yapılan arazi kadastrosunda 101 ada 1 sayılı parsel orman olarak tesbitle 27/06/2008 – 28/07/2008 tarihleri arasında ilân edilmiş, dava ise 23/12/2009 tarihinde açılmıştır. Bu durumda, eldeki dava 09/07/1973 tarihinde kesinleşen orman kadastrosunun iptali mahiyetinde bir davadır. Mahkemece kadastro mahkemesinin görevi kapsamında kalmayan davada görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın görev yönünden reddine karar verilerek dava dosyası görevli asliye hukuk mahkemesine aktarılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda mahkemece, davacının subut bulmayan davasının reddine, asli müdahilin davasının konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm katılan … … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 09/07/1973 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 27/06/2008 – 28/07/2008 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu ve 31/12/2008 – 30/01/2009 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
… …nce, temyize konu 101 ada 1 sayılı parsele yönelik orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ve orman niteliğiyle … adına tescili istemiyle bir dava açılmadığı gibi, kişiler tarafından açılmış bulunan eldeki davaya da … …nin 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi gereğince harçlı katılımı bulunmadığı, … …nin aleyhine bir hüküm kurulmadığı ve davada taraf olmayanlar hükmü temyiz edemeyeceğine göre, … …nin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; … …nin temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/04/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.