Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/7244 E. 2015/8752 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7244
KARAR NO : 2015/8752
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davada … Asliye Hukuk ve … Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, zilyetliğin tespiti taşınmazın adına tescili ve yanlışlıkla davalı adına tapuya verilen şerhle ilgili durdurma talebinden ibarettir.
Asliye hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı tapu iptali ve tescil istemi de bulunduğu bu nedenle sulh hukuk mahkemelerinin görevine girmediği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların (dava konusu malın değerine bakılmaksızın) sulh hukuk mahkemelerinde görüleceği (m.4,l/c) düzenlenmiştir.
Bu davalar, TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK’nın 973. maddesinde zilyetlik “bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir” biçiminde tanımlanmıştır. TMK’nın 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usûlünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır.
Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir.
Somut olayda; dava konusu taşınmazı satış senediyle …’dan satın alındığını, zilyetliğin kendisinde bulunduğunu, 2/B çalışması sırasında davalı …’ın taşınmazı kendi adına haksız şekilde kaydettirdiğini, zilyetliğinin korunmasını ve taşınmazın tamamının adına tapuya kayıt ve tescil işleminin yapılmasını talep ettiği anlaşıldığından eldeki davanın yalnızca zilyetliğin korunması isteminden ibaret olduğu kabul edilemez.
Sonuç itibariyle; davanın zilyetliğin arkasında bulunan bir hakka dayalı olmasına göre, davaya bakma görevinin … Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu açıktır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 08/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.