Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/7146 E. 2015/13211 K. 24.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7146
KARAR NO : 2015/13211
KARAR TARİHİ : 24.12.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/02/2015
NUMARASI : 2013/754 – 2015/87
DAVACI : M.. Y..
DAVALILAR : Z.. A.. – H.. A..
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk ve İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisine dayandığı, HMK’nın 4/a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davalarında sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanmadığı, taraflar arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 sayılı HUMK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Somut olayda davacı, dava konusu taşınmaz üzerinde tek katlı bir ev bulunduğunu, kendisinin bulunmadığı bir sırada davalıların kapıyı kırıp anahtarını değiştirerek eve girip oturduklarını, dairesini tahliye etmeleri için kendileri ile görüştüğünü, ancak davalıların buna yanaşmadığını, davalıların taşınmazı fuzuli işgal ettiklerini, belirterek davalıların taşınmaza haksız olan elatmasının önlenmesi ile mecurun tahliye edilip boş olarak tarafına teslimini istemiştir.
Dosya içeriğinden davacı ile davalılardan Z.. A.. arasında düzenlenmiş kira sözleşmesinin bulunduğu ancak davacının kira sözleşmesinin muvazaalı olarak düzenlendiğini, öne sürerek aralarında gayrimenkul inşaat sözleşmesi yapıldığını belirttiği, davalıların da davacı ile davalı Z.. A.. arasında gayrimenkul inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davacının edimini yerine getirmemesi nedeniyle taşınmazda davalı H.. A..’nın oturduğunu beyan etmişlerdir.
Buna göre, davacı ile davalılardan Z.. A.. arasında düzenlenmiş bir kira sözleşmesinin bulunduğu anlaşıldığından ve kira sözleşmesinin geçerli olup olmadığının değerlendirilmesinin sulh hukuk mahkemesince yapılması gerektiğinden, uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.