Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/7042 E. 2015/9285 K. 15.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7042
KARAR NO : 2015/9285
KARAR TARİHİ : 15.10.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat istemli davada … Asliye Hukuk ve … Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, haksız fiil, haksız şikayet ve basın yoluyla kişilik haklarının zarara uğraması ve davacı şirketin itibar kaybı nedeniye uğradığı maddi ve manevi tazminat isteminden ibarettir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi, davalı tarafın cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu, dosyadaki belgelerden; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı şirketin …’de faaliyet gösteren mermer ocağının faaliyetlerinden kaynaklandığı, davalının ikamet adresinin de … olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6/1. maddesine göre genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi ise; davanın kişilik haklarının zarara uğramasından doğan maddi ve manevi tazminat davası olduğu, burada yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri olabileceği gibi, davacının kendi yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olacağından ve davacının davasını … mahkemelerinde açarak seçimlik hakkını kullanmış olduğu gözetileceğinden yetki itirazı dinlenmeksizin yetkili olan … Mahkemelerinde de davaya bakılabileceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medenî Kanununun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmıştır.
Somut olayda; davacı taraf dava dilekçesinde, davalının davacı şirketi, …ya, …ya, …e, …ne, … Bakanlığına ve aklına gelen her türlü birime şikayet ettiğini, bu şikayetlerle de yetinmeyip gazetelere beyan vermek suretiyle ya da kişisel facebook sayfasında resim veya firma ismini zikretmek suretiyle video paylaştığını, sürekli surette kendileri ile uğraştığını beyan ettiğinden, olayda sadece haksız fiil hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Eldeki davada; davacının davasını haksız fiil, haksız şikayet, basın yoluyla kişilik haklarının zarara uğratılması vs. gibi bir çok sebebe dayandırdığı görüldüğünden ve dava genel anlamda kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranan maddi ve manevi zararlarının tazminine yönelik olduğundan, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 25 son maddesi “Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.” hükmü gereğince, davanın ilk olarak açıldığı … Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekecektir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; … Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.