Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/677 E. 2015/649 K. 17.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/677
KARAR NO : 2015/649
KARAR TARİHİ : 17.02.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi, … Mahallesinde bulunan 4290, 4292, 4294, 4296, 4298, 4300 ve 4302 parsel sayılı sırasıyla 397,48, 396,51, 387,78, 464,19, 411,03, 420,73 ve 401,60 m² yüzölçümündeki taşınmazların, kesinleşen … kadastro sınırları içinde kaldıklarını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile … niteliğiyle Hazine adına tescillerini istemiştir.
Mahkemece; 3402 sayılı Kanunun 12. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin, 25/2/2009 tarihli ve 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ile 3402 sayılı Kanunun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen hüküm ile devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil, tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanacağı düzenlemesi yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.12.2012 tarih ve 2012/5833 – 14634 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: [Çekişmeli parselin kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonra, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreler dolmuşsa da, 5841 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 3402 sayılı Kanunun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen üçüncü tümcesinde yer alan “İddia ve taşınmazın niteliğine…” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararıyla iptal edildiği, gerekçeli kararın 23.07.2011 tarihli ve 28003 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği belirtilip, mahkemece yargılamaya devam edilmesi, işin esasına girilerek tarafların sav ve savunmaları ile delillerinin sorulup, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi] gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu 4290, 4292, 4294, 4298, 4300, 4302 ve 4296 nolu parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile … niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen … kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1948 yılında kesinleşen … kadastrosu ile 1991 yılında ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
Yörede 1958 yılında 3573 sayılı Kanun ile tevzi çalışması yapılmış, 1979 yılında ise tapulama yapılarak kesinleşmiştir.
Çekişmeli parseller 2664 sayılı tapulama parselinden ifrazen oluşmuştur. 2664 sayılı parsel ise Mayıs 1978 tarih 30 sıra numaralı (48 numaralı zeytincilik parseli) zeytincilik tapusu uygulanmak suretiyle zeytinlik niteliğiyle kişiler adına tespit edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
6831 sayılı Kanunun 1/İ bendindeki zeytinlikler ile 3573 sayılı Kanun hükümlerine göre … rejimi dışına çıkarılıp kişiler adına tapulanan yerler … sayılmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/02/2008 gün ve 2008/20-157 E. – 2008/194 K. sayılı kararında da delicelik ve yabani zeytinlerin asli … ağacı olup, ancak, 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun” hükümlerine göre yetkili makamlarca karar verilmesi ya da verilen bu karar uyarınca tapu kaydı oluşturulması durumunda o yerin … sayılmayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1948 yılında … tahdidi yapıldığı, 1958 yılında … sınırları içinde kalan deliceliklerin 3573 sayılı Kanun ile tevzi edildiği ve kişiler adına tapuların oluştuğu, zeytincilik tapularının 1979 yılında tapulamada revizyon gördüğü ve kişiler adına tespitlerin yapıldığı, 1991 yılında kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin tutanaklarından ise 3573 sayılı Kanun ile tevzi edilen ve kişiler adına tapu kaydı oluşan taşınmazların zeytincilik parsel numaraları belirtilmek suretiyle … sınırları dışında bırakıldığı anlaşılmaktadır.
… Yönetiminin aynı mevkide bulunan 277 ada 1, 272 ada 1, 202 ada 297, 4291, 4295, 4299, 4301, 4303, 4305, 4290, 4292, 4294, 4296, 4298, 4300, 4302, 4289 ve 4304 sayılı parsellere yönelik aynı iddiayla mahkemenin 2013/27, 26, 41, 23, 28 ve 23 Esas sayılı dosyalarında dava açmış olup dava sonucu mahkemece verilen hükümlerin temyiz incelemesi aynı gün yapılmıştır. Temyiz incelemesi yapılan tüm dosyalarda hükme dayanak … ve fen bilirkişi raporunda zeytincilik parsel sınırı, tapulama parsel sınırı ve aplikasyon sonucu belirlenen … hattı farklı olarak gösterilmiş olması nedeniyle çekişmeli taşınmazların 3573 sayılı Kanun kapsamında tevzi edilen yerlerden olup olmadığı konusunda tereddüt oluşmuştur.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve … Bakanlığı (… ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman … yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç … mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren … Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “… sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, … kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır…Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve … kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile … sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan … Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan … sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, … kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet … sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk … kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazların … kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası ve zeytincilik paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, çekişmeli taşınmazların 3573 sayılı Kanun kapsamında tevzi edilen yerlerden olup olmadığı kesin olarak belirlenmeli, aynı iddiayla dava konusu edilen parsellerin tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve açıklamalı kroki alınmalı, ilk … kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı …’ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/02/2015 günü oy birliği ile karar verildi.