Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/6723 E. 2015/8649 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6723
KARAR NO : 2015/8649
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davada … Asliye Hukuk Mahkemesi ile … Tüketici Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, davalı özel sağlık kuruluşunda yapılan gebelik takibinin hatalı yapılması sonucu çocuğun down sendromlu olarak doğduğu ve bilahare vefat ettiği iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Asliye hukuk mahkemesi, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Tüketici Mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığın genel görevli mahkemelerde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
Somut olayda; davacılar hatalı teşhis ve tedavi sonucu müşterek çocuklarının kalp ve damar hastası olarak doğduğunu ileri sürerek manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır. BK’nın 502. maddesi hükmü uyarınca, diğer iş görme sözleşmeleri hakkındaki yasal düzenlemelere tabi olmayan işlerde, vekalet hükümleri geçerlidir. Somut olayda olduğu gibi, özel hastane ile hasta arasındaki uyuşmazlıkların vekalet sözleşmesine ilişkin hukuksal düzenlemelere göre çözülmesi gerektiği konusunda, öğreti ve Yargıtayın istikrar kazanmış uygulaması arasında paralellik bulunmaktadır. (Öğreti ve uygulamaya örnek olarak: Prof. Dr. Haluk Tandoğan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Cilt: 2, Sevinç Matbaası, Ankara 1977, sayfa: 176 ve devamı; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 04.03.l994 gün ve 1994/8557 – 2l38 sayılı kararı ve aynı doğrultudaki birçok başka karar.)
Somut olayda, davacı ile davalı arasında hizmet sözleşmesi ilişkisi mevcut olup, davadaki talepler vekillerin vekâlet görevini ifada özen borcuna aykırı davrandıkları iddiasına dayalı bulunmakla, uyuşmazlığa vekâlet hükümlerinin uygulanması ve doğal olarak uyuşmazlığın da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir.
Yukarıda açıklandığı üzere, taraflar arasındaki hukukî ilişkinin 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Tüketici Kanunu ile güdülen amaç, tüketicinin tüketime yönelik satışlarda mal ve hizmetlerdeki ayıplara karşı korunması olduğundan, uyuşmazlığın genel mahkemede görülmesi gerekir. Bu durumda, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.