Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/6709 E. 2015/8050 K. 30.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6709
KARAR NO : 2015/8050
KARAR TARİHİ : 30.09.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasında … Tüketici ve … Asliye Hukuk ile … Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Tüketici Mahkemesince, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesince de, uyuşmazlığın kambiyo senedinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise, dava konusu alacağın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, davanın ticari dava olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi getirilmiştir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Öte yandan, 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda; davacı ile davalı …nin protez saç ünitesinin siparişi ve davacıya uygulanmasına ilişkin anlaştıkları, davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasıyla, davalıya verilen bonolar nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitininin istendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, dava konusu bonoların da sözleşmeye dayalı olarak davalı tarafa verildiği, temel uyuşmazlığın sözleşmenin gereği gibi yerine getirilip getirilmediği hususundan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Buna göre, uyuşmazlığın yukarıda belirtilen hususlar dahilinde ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, bu durumda uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/09/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.