YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6345
KARAR NO : 2015/8755
KARAR TARİHİ : 08.10.2015
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 02/05/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; … … köyünde 1977 yılında genel arazi kadastrosu ile kesinleşen tapu kaydına güvenerek 56, 59, 99, 115, 118 ve 477 nolu parselleri, sahiplerine paraları ödenerek 2004 yılında tapu müdürlüğünde işlem yaparak hukuka uygun yollardan satın aldığını, 2007 yılında orman kadastrosunun tamamlandığını ve askıya çıkarıldığını, 56, 59, 99, 115, 118 ve 477 nolu parsellerin orman sınırlaması içinde kaldığını, … Kadastro Mahkemesinin Yargıtayca onanan ve 12/11/2012 tarihinde kesinleşen 2009/50 – 2010/30, 2009/61 – 2010/31 ve 2009/73 – 2010/33 sayılı kararı ile 31.829 m2 arazinin hukuken tapuları geçersiz kılınarak hukuk yolu ile orman lehine bedelsiz kamulaştırıldığını, Anayasa Mahkemesi 12/05/2011 tarih ve 2009/31 E. – 2011/77 K. sayılı kararında, karşılığı ödenmeksizin mülkiyet hakkına müdahale edilemeyeceğini karar altına aldığını, Anayasa Mahkemesine yaptığı 2012/1315 bireysel başvurusu üzerine 16/04/2013 tarihli kararında, başvuru yollarının tüketilmemiş olduğundan (…si aleyhine tazminat davası açmadığından) reddedildiğini, bireysel başvuru kararının gerekçelerinde belirtildiği gibi 4721 sayılı Kanunun 1007. maddesi, 6098 sayılı Kanunun 146. maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/11/2009 tarih ve 2009/4-383 E. – 2009/517 K. kararında tapu sicilinin tutulmasından Devletin sorumlu olduğunu, 10 yıl içinde Hazine aleyhine Adli Yargıda dava açılabileceğinin belirtildiğini, Maliye Bakanlığına 6487 sayılı Kanunun 21. maddesi gereğince yaptığı uzlaşma talebinin 09/10/2013 tarih ve 3844 sayılı yazı ile 6487 S.K. girmediğinden uygun görülmediğini, …sine aynı nitelikteki başvurusunun uygun görülmediğini, kendisinin de davayı açması nedeniyle bu tarihten itibaren uzlaşmayı kabul etmediğini, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/12/2011 tarih ve 2012/8798 – 2011/14624 sayılı kararında belirtildiği gibi tapu sahibinin gerçek zararı neyse, tazminat miktarının da o kadar olması, bu miktar zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak ise aynı durumun tesis edilebileceği kadar olması, bu olayda zararının 31.829 m2 arazi (m2 1,25.-TL’den) bedeli 39,876.-TL, bu arazinin üzerindeki kızılçam ormanı bedelinin 15.000.-TL, Yerel ve Yüksek Mahkemelerdeki masraf 5.170,17.-TL olmak üzere toplam 59.956,17.-TL olduğu, arazilerinin tapusunun hukuk yolu ile geçersiz kılınması nedeniyle 59.956,17.-TL maddi zarara uğradığını, tapuların kadastro mahkemesi kararı ile geçersiz kılındıktan sonra kamunun kendisini taraf göstererek tapu iptal davaları açarak bu arazilerin tapularını …si adına tescil ettireceğini, bu davaların ve ormanla hisseli tapularının ifrazı nedeniyle miktarını bilemediği kadar zararlarla karşılaşacağından “fazlaya ait talep hakkının saklı tutulması” talebinin olduğunu, tüm bu nedenlerle 59.956,17.-TL dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte maddi tazminata karar verilmesine ve davalıdan tahsiline, fazlaya ait talep hakkının saklı tutulmasına, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın idari eylemden kaynaklandığı, bu tür davaların idari yargı mahkemelerinde görüleceği gerekçesi ile; dava şartı yokluğundan davanın usûlden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
4721 sayılı TMK’nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” maddenin üçüncü bendi ise “Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türüdür.
Dava konusu olayda, davacı tarafından satın alınan taşınmazın, mahkeme kararı üzerine tapu kaydının iptal edilmesi nedeniyle uğradığı zararın giderilmesi talep edildiğinden HGK’nın 27/04/1977 tarih ve 977/4-248 E. – 448 K. gibi davada tapu sicilinin tutulmasından doğan zararın kanıtlanması, özel hukuk ilkelerine göre eylem ile zarar arasındaki nedensellik bağının belirlenmesi gerektiğinden davanın adli yargıda görülmesi gerekir. Mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçelerle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/10/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.