Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/6160 E. 2015/8767 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6160
KARAR NO : 2015/8767
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki davada … Tüketici ile … Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayır görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, konut satışı sözleşmesi uyarınca, satışı yapılan konutların süresinde teslim edilmemesi nedeni ile açılan tazminat istemine ilişkindir.
Asliye hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Tüketici mahkemesi tarafından ise, davanın açıldığı ve taraflar arasındaki sözleşme tarihi itibari ile 4077 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu, her ne kadar 6502 sayılı Kanunun 3/1. maddesi gereği eser sözleşmesi tüketici işlemi kapsamında değerlendirilmişse de; aynı Kanunun 73. maddesi dikkate alındığında her eser sözleşmesine ilişkin uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülemeyeceği, bir işlemin tüketici işlemi sayılması için taraflardan birinin tüketici sayılması gerektiği oysa davalının birden fazla bağımsız bölüm aldığı düşünüldüğünde tüketici verilemeyeceği, 6502 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi gereğince bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten evvel açılmış davaların o mahkemelerde görülmeye devam edeceğinin düzenlendiği, kanunun 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe girdiği oysa bu davanın 25/04/2014 tarihinde açıldığı dolayısı ile ticari amaçla satış sözleşmesinden kaynaklanan bu davanın genel mahkemelerde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
6502 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukukî işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davada davacı, davalı ile aralarında konut sözleşmesi uyarınca konutların belirtilen tarihte eksiksiz olarak teslim edilmediğini, davalının kiraya vermeyi düşündüğü daireleri bu sebeple kiraya vermediğini belirterek kira kaybı nedenine dayalı tazminat talebinde bulunmuştur. Buna göre, davalının 4077 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” kavramına girdiği, davalının ise; “Satıcı” konumunda bulunduğu ve uyuşmazlığında resmi olsun olmasın bir tüketici işlemi olan konut satış sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla, 4077 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlanması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 08/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.