Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/5457 E. 2016/4626 K. 18.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5457
KARAR NO : 2016/4626
KARAR TARİHİ : 18.04.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 21/01/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle;… beldesi 158 ada 5 parsel (eski 365) sayılı 397 m2 yüzölçümlü, arsa niteliğindeki taşınmazın 1995 yılında yapılan … kadastrosunda “özel …” olarak sınırlandırıldığını ve tapu kaydına bu yönde şerh konulduğunu, böylece mülkiyet hakkının kısıtlandığını bildirerek, şimdilik 10.000,00.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, taşınmazın imar planında da “özel …” olduğu, imar planı ile ilgili davanın idari yargıda açılması gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mülkiyet hakkı; … ve kanunlarla iç hukuk yönünden, gerekse… Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır. (… Md. 35/1, AİHS Ek Prot. 1-1). Türk Medenî Kanununun 683. maddesinde de bir şeye malik olan kimsenin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisi tanınmıştır.
Çekişmeli taşınmazın, 1958 yılında yapılan … kadastrosunda “… …ı” olarak sınırlandırıldığı, 2001 yılında tapu kaydına “özel …” şerhi konulduğu, daha sonra 2011 yılında onaylanan imar planında da yine … alanında bırakıldığı ve ifraz nedeniyle çekişmeli 158 ada 5 sayılı parsel ile dava dışı ifraz parsellerinin oluştuğu ve daha önce 365 sayılı ana parsele konulan özel … şerhinin, ifraz parselinin tapu kaydına da taşındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava imar uygulamasından kaynaklanan bir dava olmayıp, daha önceden tapu kaydına konulan ve malikin tasarruf hakkını kısıtlayan “özel …” şerhi nedeniyle açılan tazminat istemine ilişkin olduğuna göre, adli yargıda çözüme kavuşturulması gerekir.
Bu nedenle, mahkemece davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi.