Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/5348 E. 2016/2064 K. 22.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5348
KARAR NO : 2016/2064
KARAR TARİHİ : 22.02.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 1963 yılında yapılıp 16.06.1965 ilâ 15.07.1965 tarihleri arasına ilân edilen Tapulama sırasında … köyü 318 parsel sayılı 255,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak dava dışı … adına tespit ve tescil edilmiştir. Dava konusu taşınmaz en son 24.04.2009 tarihinde satış ve hisse birleştirmesi yoluyla davalı …’a geçmiş ve halende tapuda davalı adına kayıtlıdır.
Davacı …, 22.12.2011 havale tarihli dilekçesiyle, dava konusu parselin 1945 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdidi sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, dava konusu parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla … adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile dava konusu 318 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davalı …’ın temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.12.2013 tarih ve 2013/8209 – 2013/11943 sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “14/06/2012 havale tarihli orman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli 318 sayılı parselin 1945 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında, 31/11/2012 havale tarihli orman bilirkişi kurulu raporunda kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde, 06/05/2013 havale tarihli en son orman bilirkişi kurulu raporunda ise kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığının bildirildiği ancak 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastro çalışma tutanaklarının ve haritasının incelenmesinde; orijinal tahdit hattı ile orman bilirkişiler tarafından düzenlenen krokide gösterilen hattın benzerlik göstermediği ve bu hali ile raporun denetime elverişli olmadığı belirtilerek bilirkişi kurulu eşliğinde yeniden keşif yapılıp, komşu 317, 321 ve 324 sayılı parseller hakkında kesinleşen dosyalardaki tahdit uygulamasından da yararlanılarak da usulüne uygun orman tahdit uygulaması yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazın orman tahdidi dışında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1945 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 21.11.1946 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, 3 kişilik uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, dava konusu 318 parsel sayılı taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı … vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının …ne yükletilmesine 22/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.