Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/5266 E. 2016/2206 K. 24.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5266
KARAR NO : 2016/2206
KARAR TARİHİ : 24.02.2016

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacılar, sınırlarını bildirdiği … beldesinde bulunan taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğunu belirterek taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılması istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece, davacıların davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler tarafından esasa ve davalı … tarafından vekâlet ücretine yönelik temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6 aylık süre içinde açılan 2/B madde uygulamasına itiraza ilişkindir.
Yörede evvelce sınırlaması yapılmış olan yerlerde aplikasyon ve sınırlandırılma sırasında orman olduğu halde orman sınırları dışında kalan ormanların kadastrosu ile tüm bu ormanlarda orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması çalışması yapılmış, 06/02/2014 tarihinde ilân edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, davacı gerçek kişiler tarafından orman tahdidine itiraz davası açılmadığı, 2/B’ye itiraz davası açıldığı anlaşılmakla, taşınmazın orman tahdit sınırları içinde kaldığı, 2/B madde uygulaması ile … adına orman sınırları dışına çıkarılmadığı, öncesi Devlet Ormanı olan bir yerin, 2/B uygulaması ile ancak … adına orman sınırı dışına çıkarılabilmesinin mümkün olduğu, gerçek kişinin bu gibi yerleri kendi adına orman sınırları dışına çıkartılmasını talep etmekte hukukî yararları bulunmadığı gibi, halen tahdit içinde olan böyle bir yerin, hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması için idareyi zorlayıcı nitelikte açtığı davanın da dinlenme olanağı bulunmadığı belirlenerek reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, mahkemece, davanın reddine karar verildiği ve davalı … kendisini vekille temsil ettirdiği halde lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükme 5. bent olarak “ davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31. maddesi gereğince takdir edilen 200.-TL vekâlet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı …’ye verilmesine” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/02/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.