YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/525
KARAR NO : 2015/9094
KARAR TARİHİ : 13.10.2015
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 06.10.2009 günlü dilekçe ile … köyü 461 parsel sayılı 187618,00 m² yüzölçümlü taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla … adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, Hak Sahipleri Tesbit Komisyonu tarafından bu taşınmazda müvekkilinin hak sahibi olarak belirlendiği, davacının parselin kendi payına düşen bölümün rayiç bedelini ödeyip, tapuyu almaya hak kazandığı halde, tapuda devir işleminin yapılmadığı belirterek çekişmeli parselin 18178 m²’lik bölümünün davalı … adına olan tapu kaydının iptalini ve davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, kulanım durumuna göre taşınmaz ifraz edilmediği sürece, Hak Sahipleri Tesbit Komisyonu ve satış komisyonunu, taşınmazın yüzölçümü payda olarak kabul edilmek suretiyle yaptığı satışların infaz olanağı bulunmadığından, 2924 sayılı Kanunun satışa ilişkin hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahipleri belirlenerek rayiç bedeli tahsil edilen ancak, tapuda tescil işlemi yapılmayan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1946 tarihli ilk orman kadastrosu ile 1980 yılında yapılıp, 10.04.1981 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 2896 sayılı Kanun hükümlerine göre 1985 yılında yapılıp 28.10.1985, 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre 1988 yılında yapılıp 23.12.1988 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları vardır.
… köyünde 1978 yılında yapılan ve 02.06.1978 – 03.07.1978 tarihleri arasında ilan edilen genel kadastroda … köyü 64 sayılı parselin … adına tesbitinin kesinleşmesinden sonra, ifrazen, 461 sayılı parselin oluştuğu, 461 sayılı parselin … adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu yönünde taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın bu parsellerin bir kısım payının 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre satılıp satılamayacağı ve satılan bu payların alıcılar adına tescil edilip edilemeyeceğine ilişkin olduğu,
Yörede 1998 yılında çalışmaya başlayan Hak Sahiplerini Tesbit Komisyonunca 461 sayılı parsel toplam 163839 pay kabul edilerek 6212 payın …, 15031 payın …, 18187 payın …, 5934 payın …, 21657 payın …, 6212 payın …, 7421 payın …, 6274 payın …, 600 payın …, 6213 payın …, 6213 payın …, 12425 payın …, 6212 payın …’ya satıldığı ve satış bedellerinin 2000 yılında … Baş Mühendisliğine ödendiği, … … Müdürlüğü … Baş Mühendisliği 2/B Satış Komisyonu Başkanlığının bu payların satın alanlar adına tescilinin istendiği, ancak tescil edilmediği, … köyü 461 sayılı parselin diğer paylarının bir kısmının dava dışı başka kişilere satıldığı, ancak bir kısım payın … üzerinde kaldığı anlaşılmaktadır.
26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 19/04/2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve … Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle …ye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun “Atıflar ve sonuçlandırılamayan işlemler” başlıklı 14. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince “Diğer mevzuatta 2924 sayılı Kanuna ve 4070 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır. 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi olduğu tespit edilenler hakkında yapılan ve tamamlanamayan işlemler, malî yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getiren kişilerin hakları korunarak bu Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca sonuçlandırılır.”. Aynı Kanunun “Davalar” başlıklı 9. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, “Bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere ilgilileri tarafından süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması veya başvuruda bulunulmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle hakkında işlem yapılamayan taşınmazlara ilişkin olarak ikinci fıkra uyarınca açılmamış davalar açılır, durdurulan davalara devam edilir ve kesinleşmiş yargı kararları yerine getirilir.”. hükümleri uyarınca, davacı gerçek kişinin, 6292 sayılı Kanunda öngörülen haklarını kullanabilmesine imkan verilerek, sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/10/2015 günü oy birliği ile karar verildi.