YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5115
KARAR NO : 2016/1968
KARAR TARİHİ : 18.02.2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, … ili,… ilçesi, … köyü 17 ada 42 parsel sayılı 109,44 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, arsa niteliğiyle … adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı …, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu içinde kaldığı, evveliyatı ve fiilî durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla … adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne; dava konusu 17 ada 42 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Belediye vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış orman kadastrosu, 1964 yılında yapılmış arazi kadastrosu ve 22/04/1987- 22/10/1987 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen herhangi bir sebeple sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu ile bu ormanlarla evvelce sınırlaması yapılmış ormanların tümünde 6831 sayılı Orman Kanununun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uygulama çalışmaları bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A ve 17. maddeleri ile eklenen “Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün harç, masraf ve vekâlet ücretine ilişkin kurulan, 3-4 ve 6. paragraflarının tümüyle kaldırılarak, bu paragrafların yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/02/2016 günü oy birliğiyle karar verildi.