YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4854
KARAR NO : 2016/505
KARAR TARİHİ : 19.01.2016
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 12.10.2012 tarihli dilekçe ile; … … tarafından müvekkillerinin miras bırakanı aleyhine açılan dava sonucu … Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.11.1983 gün ve …/… E. – …/… K. sayılı ilâmıyla .. ilçesi … mahallesinde 1 ada 11 ilâ 17 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 1 ada 18 ilâ 22 parsellerin ise bir bölümünün tapu kayıtlarının iptal edilip orman niteliği ile … adına tescil edildiklerini, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, müvekkillerinin tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı gerçek zararlarının karşılanması gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 12.000.-TL tazminat istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 29.05.2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle toplam 22.185.379,50.-TL tazminat isteğinde bulunmuştur.
Davalı … cevap süresinden sonra verdiği 15.01.2013 havale tarihli dilekçe ile; dava açma zamanaşımı süresinin dolduğunu, çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldıklarından … kusursuz sorumluluğundan söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; gerçek kişilere ait taşınmazların tapu kayıtları iptal edilip orman niteliği ile tescil edildiklerinden ve 2/B taşınmazları olmadıklarından TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin kusursuz sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; … ilçesi, … mahallesinde bulunan 1 ada 11, 12, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazların 1955 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu sırasında Sare Pirioğlu ve paydaşları adlarına tesbit ve tescil edildikleri, daha sonra satışlar yoluyla 1 ada 11 ilâ 18, 21 ve 22 sayılı parsellerin tamamının, 1 ada 19 ve 22 sayılı parsellerin ise 120/128 payının davacıların miras bırakanına geçtiği, … … tarafından açılan dava üzerine … Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.11.1983 gün …/…E- …/…K sayılı ilâmıyla … ilçesi, … mahallesinde 1 ada 11 ilâ 17 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 1 ada 18 ilâ 22 parsellerin ise bir bölümünün tapu kayıtlarının iptal edilip orman niteliği ile … adına tescillerine karar verildiği, temyiz edilmeksizin 20.03.1991 tarihinde kesinleştiği, 1 ada 18, 19 ve 20 parsellerin beyanlar hanesinde “19.09.1991 tarih 3115 yevmiye ile terkin edilen bölümlerinin 1 ada 59 parsel numarasıyla 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca … … adına tescil edildi 11.03.1997 tarih ve 1117 yevmiye (imar uygulamasıyla kapatıldı 14.06.2000 )” şerhlerinin bulunduğu, 1 ada 11 ilâ 17
parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesine 19.09.1991 tarih ve 3115 yevmiye numarası ile “… Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.11.1983 gün …/… E. – …/… K. sayılı kararı ile ormana terk edildi” şerhinin yazıldığı, 1 ada 21 ve 22 parsellerin beyanlar hanesine ise 19.09.1991 tarih 3115 yevmiye ile 1 ada 21 parselin 15.955 m2 1 ada 22 parselin ise 1.784 m2 yüzölçümlü kesimlerinin … Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.11.1983 gün …/… E. – …/… K. sayılı kararı ile ormana terk edildiği” ayrıca imar uygulamasıyla kapatıldıkları şerhleri bulunduğu, davacı gerçek kişilerin ise 12.10.2012 tarihinde temyize konu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde (743 sayılı TKM m.917) yer alan “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder” hükmü gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. – 2003/125 K., 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E.- 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E., 2010/668 K. sayılı kararı).
Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK’nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Hal böyle olunca, devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararın oluştuğu ve kadastro işleminden kaynaklanan bu sorumluluğun da TMK’nın 1007. maddesi kapsamında tazmini gerektiği muhakkaktır.
Ancak 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerlerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Somut olayda; hükme dayanak yapılan bilirkişi kurul raporunda; çekişmeli taşınmazların dava tarihindeki gerçek değerleri belirlenmiştir. Bundan ayrı 1 ada 18, 19 ve 20 parsellerin beyanlar hanesinde “19.09.1991 tarih 3115 yevmiye ile terkin edilen bölümlerinin 1 ada 59 parsel numarasıyla 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca … … adına tescil edildi” şerhi bulunduğu ve … Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.11.1983 gün ve …/… E. – …/… K. sayılı ilâmıyla 1 ada 11 ilâ 17 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 1 ada 18 ilâ 22 parsellerin ise bir bölümünün tapu kayıtlarının iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tescillerine karar verildiği halde orman olarak terkin edilen taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları getirtilmeden, 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve … Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile …’ye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanunun 7. maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca işlem yapılıp yapılmadığı araştırılmadan tazminata hükmedilmiştir.
4721 sayılı Tük Medenî Kanununun 1007. maddesi hükmüne göre, tazminata hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanı sıra, “Tapu sicilinin tutulması nedeniyle bir zarar doğmuş olmalıdır.” Somut olayda, tapu kayıtlarının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesiyle bir zarar oluştuğu kabul edilebilirse de, 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve … Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile … Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun “ 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7. maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kayıtlı olan taşınmazlardan … adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtlarının bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği, bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılamayacağı, açılan davalardan vazgeçileceği, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle … adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılacağı, ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda ..ine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanunî mirasçılarına iade edileceği; aynı Kanunun 7. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda … adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin haklarının bu sürenin bitimiyle birlikte sona ereceği, bu kişilerin idareden başkaca talepte bulunamayacakları, hak ve tazminat talep edemeyecekleri ve dava açamayacakları öngörülmektedir. Tapusu iptal edilen taşınmazların, 6292 sayılı Kanunun sözü edilen hükümlerine göre tekrar tapu sahibine iade edilmesi halinde, davacı tarafın zararı izale edilip, tazminata hükmedebilmek için zorunlu unsur olan zarar gerçekleşmeyecektir. Bu nedenle de, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının mahkeme kararı ile orman sınırları içerisinde kaldığından bahisle iptal edilmesinden sonra, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca uygulama yapılıp yapılmadığı araştırılarak, taşınmaz/taşınmazlar sonradan … lehine orman sınırları dışına çıkarılan yer haline gelmiş ise; 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve … Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile …’ye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanunun 7. maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca işlem yapılıp yapılmadığının belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu durumda … Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.11.1983 gün …/… E. – …/… K. sayılı ilâmıyla 1 ada 11 ilâ 17 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 1 ada 18 ilâ 22 sayılı parsellerin ise bir bölümünün tapu kayıtlarının iptaline ve orman niteliği ile … adına tescillerine karar verildiğinden orman olarak terkin edilen taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları ile 1 ada 59 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte tapu müdürlüğünden getirtilmeli, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.11.1983 gün …/… E. – …/… K. sayılı ilâmından sonra çekişmeli tüm taşınmazlar hakkında 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca uygulama yapılıp yapılmadığı araştırılarak, orman niteliği ile tescil edilen taşınmazlar sonradan kısmen veya tamamen … lehine orman sınırları dışına çıkarılan yer haline gelmiş ise; 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve … Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile …’ye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanunun 7. maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca işlem yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasına konu edilmeyen taşınmazlar var ise anılan taşınmazlar yönünden taraflara, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yer ile aynı mevkiden mümkün olmaması halinde yakın bölgelerden değerlendirme tarihine (20.03.1991) yakın zaman içinde satışı yapılan benzer cins ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, mahkemece re’sen emsal araştırması yapılması, taraflarca bildirilen ve mahkemece belirlenecek emsallere ilişkin satış akit tabloları, taşınmazların emlak vergi değerleri, kamulaştırma var ise kamulaştırma bedelleri, yine var ise kamulaştırma bedelinin attırılması ya da azaltılmasına ilişkin yargı kararları getirtildikten sonra, bu emsallere göre değer biçilmesi için mahallinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde yapılacak keşif sonucunda, taşınmazlar arsa vasfında olduklarından emsalin
zorunluluk olmadıkça yakın, benzer bölge, cins ve yüzölçümlü olması gözetilerek, taşınmazların emsallerine göre üstün ya da eksik tarafları bilimsel ölçülere göre oranlanarak somut emsal ile karşılaştırması yapılarak, 20.03.1991 tarihindeki değerlerinin bilirkişi kurulu raporuyla belirlenmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme, araştırma sonucu yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 19.01.2016 günü oy birliği ile karar verildi.