Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/4649 E. 2015/9059 K. 13.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4649
KARAR NO : 2015/9059
KARAR TARİHİ : 13.10.2015

MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davada … Asliye Ticaret ve … Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R –

Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemesince, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğu ve uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle HMK’nın 4. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesince ise, somut olayda, davacıların, bonoların icra takibine konulması nedeniyle, borçlu olmadıklarının tespitini istedikleri, uyuşmazlığın kaynağının bono olması nedeni ile ticari dava niteliğinde ve asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Diğer yandan, aynı Kanunun 776 ve devamı maddelerinde “Bono ve emre yazılı senetler” konusu düzenlenmiş olup, 30.06.2012 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren ve 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddelerinde değişiklik öngören 6335 sayılı Kanun gereğince açıkça bu tür işlerde Ticaret Mahkemesi yetkili kılınmıştır.
Dosya kapsamından, … Parti … İl Başkanlığı ile davalı arasında 01/12/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlendiği, davacılarca, kira sözleşmesi yapılırken teminat ve kira alacağı için kiraya veren dava dışı …’e bonolar verildiği, bonoların arkasına, selahiyetli vekil … yazılarak …’e ciro edidiği ve davalı … tarafından kambiyo senedi niteliğindeki bu bonoların icra takibine konulduğu ve davalılarca taraflar arasındaki kira sözleşmesinin sona erdirildiği ve ödenmesi gereken bir borç da kalmadığı iddiasıyla, menfi tespit davası açtıkları anlaşılmaktadır. Senetleri ciro yoluyla edinen alacaklı … tarafından, kendisinin taraf olmadığı, kira sözleşmesi nedeniyle teminat ve kira alacağına karşılık düzenlendiği iddia edilen bonoların tahsili için keşideciler aleyhine takip yapıldığından, …’ün kira sözleşmesinin tarafı olmadığı nazara alındığında, kambiyo senedine dayalı olarak yapılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.