YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4220
KARAR NO : 2015/12534
KARAR TARİHİ : 10.12.2015
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar … ve … vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
… ili, … ilçesi, … köyü 134 ada 132 parsel sayılı 3.748.901,95 m² yüzölçümlü taşınmaz tapuda itirazsız kesinleşen kadastro tespiti sonucu orman vasfıyla … adına kayıtlıdır.
Davacı vekili, taşınmazın altındaki madenin 1974 yılından bu yana işletme imtiyazı sahibi olduklarını belirterek satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir kısmının tapusunun iptali ile müvekkili adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddi ile … ili, … ilçesi, … köyü 134 ada 132 parsel sayılı taşınmazın 21/01/2013 havale tarihli orman bilirkişisi ve 26/03/2013 havale tarihli fen bilirkişisi ek raporu gözönüne alınarak, raporda (X) ile gösterilen yeşile taralı 17490,94 m²lik alanın tapu kaydının iptali ile davacı … adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine, taşınmazın altında bulunan madenlerin 3213 sayılı Maden Kanununun 4. maddesi hükmü gereği, Devlete ait olduğunun tapu kütüğüne şerh verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar … ve … vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesine göre 10 yıllık süre içinde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 26.09.2000 – 26.10.2000 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu çalışması vardır.
Mahkemece, çekişmeli 134 ada 132 parsel sayılı taşınmazın davacı şirket tarafından 25-30 yıldır nizasız, fasılasız hafriyat malzemeleri ile maden atığı olan pasa dökülerek kullanıldığı ve davacı şirket lehine zilyetlik şartlarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilebilmesi için o taşınmaz üzerinde aralıksız, çekişmesiz ve ekonomik amaca uygun bir biçimde malik sıfatıyla zilyetliğinin sürdürülmesi ve 20 yıllık kazanma süresinin dolmuş bulunması gerekir. Somut olayda; davacı şirketin, dava konusu taşınmazdan 25-30 yıldır hafriyat malzemeleri ile maden atığı olan pasa dökmek sureti ile tasarruf ettiği anlaşılmaktadır. Ancak taşınmaz üzerine hafriyat malzemesi ve pasa dökmek suretiyle sürdürülen zilyetlik, iktisap bakımından yeterli ve ekonomik amaca uygun bir tasarruf şekli değildir. Dava konusu taşınmaz üzerinde bir kısım meyve ağaçları bulunmaktaysa da bu ağaçların imar ve ihya amacıyla değil taşınmazın sınırlarını belirlemek ve peyzaj amacıyla dikildiği dosya kapsamından ve ziraat bilirkişisinin raporunda bulunan taşınmazın tarım amaçlı kullanılmadığı ifadesinden anlaşılmaktadır. Ayrıca; maden ruhsatı almak sureti ile toprak altında maden aranması arz üzerinde zilyetlik anlamına gelmez. Bu suretle, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde düzenlenen zilyetlikle kazanma koşullarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla; mahkemece davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalılar … ve … vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/12/2015 günü oy birliği ile karar verildi.