Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/4159 E. 2015/8665 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4159
KARAR NO : 2015/8665
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davada … Asliye Hukuk ve … Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, yediemin ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye hukuk mahkemesince, vedia sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesi uyarınca mutlak ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Asliye ticaret mahkemesi tarafından ise, davalının tacir sıfatının bulunmadığı, davalının ticari işletmesinden kaynaklanmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; …6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun… saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 ve 462 ile vedia hakkındaki 463 ve 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Borçlar Kanununun 561 ve devamı maddelerinde düzenlenen saklama sözleşmesi (vedia akdi), saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği bir sözleşme olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda, uyuşmazlık, davacının sahibi olduğu yediemin deposunda, davalının haczettirdiği aracın uzun süre kalmasına rağmen ücretinin ödenmediği belirtilerek yedieminlik ücret alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı ile davalı vekili arasında 08.10.2012 tarihli yediemin sözleşmesi imzalandığı anlaşılmaktadır. Ancak her iki taraf tacir olmadığı gibi, olaydaki vedia aktinin tarflardan herhangi birinin ticari işletmesiyle ilgili olmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21. ve 22 maddeleri gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07.10.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.