Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/3674 E. 2015/11136 K. 13.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3674
KARAR NO : 2015/11136
KARAR TARİHİ : 13.11.2015

MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davada … Asliye Hukuk Mahkemesi ve … Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, evim sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemesince, davacı ile davalı arasında sigorta sözleşmesi bulunmayıp, davacının yapı malikinin sorumluluğuna dayandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesince ise, davaya konu taşınmaz üzerinde kat mülkiyetinin kurulu olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir
Somut olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir. TTK. m. 1472/1’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. – 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebilecektir.
Dava konusu uyuşmazlık kiralayan sigortalının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası olduğundan ve kiralayan ile davalı kiracı arasındaki temel ilişki kira sözleşmesi olduğundan uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.