YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3638
KARAR NO : 2016/1581
KARAR TARİHİ : 11.02.2016
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … …, … köyünde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda orman alanlarının kısmî ilâna çıkartıldığını, 106 ada 1 sayılı orman parselinin 1434 ve 1435 sınır noktalarının kuzey kısmında orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırları dışında bırakıldığını belirterek, orman niteliğiyle … adına tescilini istemiştir.
Davaya konu yer hakkında … köyü 174 ada 8 parsel numarası verilerek ve Kadastro Mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davasına konu olduğundan sözedilerek malik hanesi, niteliği ve yüzölçümü açık bırakılıp kadastro tespit tutanağı düzenlenerek 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince mahkemeye gönderilmiş, tutanağın edinme nedeninde ismi geçen kişi davaya dâhil edilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, 174 ada 8 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerin birlikte hazırladıkları rapor ve krokide (A) harfiyle işaretli bölümün kadastro tesbitinin iptaliyle orman niteliğiyle … adına tapuya kayıt ve teciline karar verilmiş, davalı … tarafından temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/01/2014 tarih ve … E. – … K. sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “…mahkemece ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın tamamının orman sayılan yerlerden olduğu belirlenmiştir. Dayanak fen bilirkişiler rapor ve krokisinde ise çekişmeli taşınmaz bölümlere ayrılmadan ve harflendirme yapılmadan paftasında gösterilmekle yetinilmiştir. Mahkemenin çekişmeli taşınmazın (A) harfiyle işaretli bölüm şeklinde hüküm tesisinin maddi hatadan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece orman bilirkişi kurul raporu dikkate alınarak taşınmazın yözölçümü de hesaplattırıldıktan sonra tamamının orman niteliğiyle … adına tesciline karar verilmesi gerekirken, maddi yanılgı neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne, dava konusu … ili, … ilçesi, … köyü 174 ada 8 nolu taşınmaza ilişkin kadastro tesbitinin iptali ile taşınmazın 6309,76 m2 yüzölçümü ve orman niteliğiyle … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 13/08/2011 – 12/09/2011 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastro çalışmaları vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve davacı … … davasının kabulü yolunda hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A ve 17. maddeleri ile eklenen “Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri uyarınca çekişmeli taşınmazın tapu maliki olan davalı taraf aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden davalı taraf aleyhine yargılama giderleri hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 2. bendi kaldırılarak, düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 11/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.