Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/3457 E. 2015/8481 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3457
KARAR NO : 2015/8481
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret ve … Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, 08.04.2014 tarihli dilekçe ile, noter satış sözleşmesiyle davalıdan araç satın aldığını, sonradan aracın gümrük kaçakçılığına konu edildiğini öğrendiğini, ayıba ve zapta karşı sorumluluk hükümleri uyarınca aracın davalıya iadesi, araç için ödenen bedelin faiziyle birlikte davalıdan alınarak tarafına verilmesi istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesince, “…davaya konu aracın, davacı şirket adına satın alındığı, davacının tacir olduğu, davanın davacının ticari işletmesiyle ilgili bulunduğu, TTK’nın 4 ve 5. maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise, “…davanın her iki tarafı tacir olmadığından TTK’nın 4/1 ve 5. maddeleri uyarınca asliye ticaret mahkemesinin görevli olmadığı, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır. Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 18/06/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davalı tacir olmadığından TTK’nın 4/1. maddesi uyarınca her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmayan eş söyleyişle ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22 maddeleri gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/10/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.