Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/3334 E. 2015/8654 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3334
KARAR NO : 2015/8654
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … … Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu 24.05.1996 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; dilekçesi ekinde sunduğu 5 Muharrem 1187 tarihli sipahi senedinde sınırları belirli yaylanın dedesi … oğlu … Ağanın kullanımında iken vefatıyla mirasçıları olan kendilerine kaldığını, davalı … Belediyesinin yaylalarına müdahalede bulunduğunu, davalı belediyenin müdahalesinin menine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım gerçek kişiler davaya müdahil olarak katılmışlardır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı ve müdahiller tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2000/10010 – 2001/3753 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ”…davanın devamı sırasında bazı taşınmazlarda kadastro çalışmalarına başlandığı orman niteliği belirtilmek suretiyle tutanaklarının oluşturulduğu ve ilân süresinin itiraz edilmediğinden 31/10/2000 tarihinde tutanaklarının kesinleştirildiği, hakkında dava devam eden taşınmaz bölümlerinin tesbitinin yapılarak tutanaklarının kesinleştirilmesinin hukuki bir değerinin bulunmadığı, hakkında tutanak düzenlenen davaya konu taşınmaz bölümleri hakkında davacılardan ve müdahil davacıdan diyecekleri sorularak, bu bölümler hakkındaki iddialarının devamı halinde, bu bölümlerin ada ve parsel numaraları belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilerek davadan ayrılması, görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Görevsiz mahkemenin hakkında tutanak tutulan bu taşınmaz bölümleri için yargılamaya devam ederek hüküm vermiş olmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu,
Diğer temyiz itirazlarına gelince: davacılar, kök murislerine ait temessük senedine ve muristen gelen eklemeli zilyetliğe dayanmışlardır. Davacı dayanağı 5 Muharrem 1187 tarihli temessük belgesinin dosyada bulunan tasdiksiz fotokopisi noter aracılığı ile tercüme edilmiş ve keşifte dava konusu taşınmaza uygulanarak sınırları ve kapsamı belirlenmiştir. Temessük belgeleri Osmanlı döneminde dirlik sistemine son verilmesinden sonra Devlet adına güvenlik sağlayan ve vergi toplayan hatırlı kişilere, bu tasarruf yetkilerini belirtmek üzere verilmiş belgelerdir. Ancak bu belgelerin geçerli olabilmesi için, bunu verenin adı ve mühürünün bulunması ve ayrıca bu mühüründe tasdik edilmiş olması gerekir. Bu şekildeki belgeler 1876 yılına kadar tasdiklenip tapu idarelerine devredilmişse ve idare tapu kütükleri meyanına almışsa, bu kayıt tapu hükmündedir. Devredilmemişse 1515 sayılı Yasanın Tatbiki Hakkındaki Tüzüğün birinci maddesinin (A) fıkrası gereğince ispat vesikası niteliğindedir. Dosyaya sunulan bu belgenin, 6 adet imza ve 5 adet mühürle tasdikli olduğu tercümesinde belirtilmiş olup, fotokopi olarak sunulan belgenin arka bölümünde, bir kısım resmiyete delalet edebilecek işlemlerin yapıldığı görülmektedir. Mahkemece bu husus … Genel Müdürlüğünden soruşturulmamış ve dayanak senedin tapu hükmünde olup olmadığı araştırılmamıştır. Öncelikle bu eksiklik giderilmeli ve kendisine değer izafe olunacak bir tapu kaydı hükmünde olduğunun belirlenmesi halinde bu kaydın miktar ve kapsamına göre dava değerlendirilmelidir. Belgenin tapuya dönüşmemiş olması halinde ise; ancak zilyetlikle birleştiği takdirde değer taşıyabilecek olan bir belge olarak nazara alınması gerekir. Niza konusu taşınmazın yayla niteliğinde olduğu, gerek yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarından gerekse ziraatçı bilirkişi raporlarından anlaşılmakta olup bu niteliğe itirazda da bulunan olmamıştır. Türk Gayrimenkul Hukukuna göre yayla ve benzeri yerler kamunun ortak kullanımına açık yerlerden olması nedeniyle özel mülkiyete konu teşkil etmezler. Bu tür yerlerin alınıp satılması da mümkün değildir. Davaya konu taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığının tesbit edilmesi bu bakımdan da önem taşımaktadır. Davalı Belediye, müşterek maliklerden … oğlu …’ın payını satın aldığını ileri sürmüş ve buna ilişkin itiraz görmeyen belgelere dayanmış ise de, taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığı belirlenmeden yapılan satışa değer verilip verilemeyeceği tartışma konusu yapılamaz. Mahkemece müşterek malik …’in satışına değer verilerek dava reddedilmiştir. Gerçekten kök muris … oğlu … 1285(1869) tarihinde ölmüş olmakla terekesi müşterek mülkiyet hükümlerine tabidir. Payını satan …, murisin oğlu 1904’de ölen …’in, oğlu …’ten olma torunu olup …’in de tek mirascısıdır. Her ne kadar veraset ilâmında …’in babası …’in ölüm tarihi belirtilmemiş ise de, gerek kök muris …’in gerek onun oğlu …’in ölüm tarihlerine göre …’e intikal eden pay müşterek mülkiyet hükümlerine tâbi olmakla, bu payı bağımsız olarak devri mümkündür. Ancak yukarıda belirtildiği gibi uyuşmazlığın çözümü nizalı yerin tapulu olup olmamasının sağlıklı olarak tespitine bağlı olduğu”na değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra mahkemenin 06.03.2002 tarihli kararı ile bu taşınmazlar açısından dava ayrılıp görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine gönderilmiş, yargılama konusu taşınmazların … ili, … ilçesi, … mahallesi, … mevkii, 6788, 6791, 6792, 6793 ve 6795 parsel sayılı taşınmazların, aynı yer … mevkii 120 ada 1 parsel, 121 ada 1 parsel, 122 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar olduğu anlaşılmış ve taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının aslı dosya içerisine alınmış, her ne kadar tüm taşınmazlar orman vasfıyla …si adına tespit edilip kesinleşmiş ise de daha sonra … Kadastro Mahkemesi’nin 2003/3 E. sayılı dosyası nazara alınarak kesinleşme şerhleri iptal edilip davalı hale getirilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, … ili, … ilçesi, … mahallesi, … mevkii, 6788, 6791, 6792, 6793 ve 6795 parsel sayılı taşınmazların, aynı yer … mevkii 120 ada 1 parsel, 121 ada 1 parsel, 122 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların “Orman” vasfıyla …si adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve dayanılan temessük senedinin tapu müdürlüğüne devredilmediği ve tapu kütükleri meyanına alınmadığından tapu kaydı niteliğini kazanmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 07/10/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.