YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3244
KARAR NO : 2016/431
KARAR TARİHİ : 18.01.2016
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 16/04/2014 tarihli dilekçesinde, K.., A.. köyü, 101 ada 762 parsel sayılı orman parseli içinde bulunan yaklaşık 17000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kullanıcısı olduğu, 160 numaralı komisyon tarafından 2008 yılında 3402 sayılı Kanuna göre yapılan 2/B çalışmalarında bu yerin, davalı olduğu gerekçesiyle 2/B işlemine tâbi tutulmadığı, orman olarak bırakıldığı, oysa orman vasfını tamamen kaybettiği ve 2/B vasfında olduğu iddiasıyla, taşınmazda kullanıcı olduğunun tespiti istemi ile dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazda 2/B işleminin iptal edildiği, halen orman sınırı içinde olduğu ve orman sınırı dışına çıkarılması için yönetimi zorlayıcı nitelikte dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … …. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 2/B madde kapsamında olmayan taşınmazın, 2/B kapsamına alınarak şagil tespiti yapılması istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu, 2008 yılında 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi kapsamında 2/B madde çalışmaları yapılmış, ancak 762 numaralı orman parselinin davalı olması nedeniyle, bu çalışma sonradan iptal edilmiş ve 20/03/2014 tarihinde 1 ay süre ile ilân edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi raporuna göre, yörede orman sınırlamasının 1948 yılında yapılarak kesinleştiği, çekişmeli taşınmazın 762 sayılı, kesinleşmiş ve tapu kütüğüne aktarılmış orman parseli içinde kaldığı, sonradan yapılan 2/B madde uygulaması ile H.. adına orman sınırları dışına çıkarılmadığı, öncesi Devlet Ormanı olan bir yer, 2/B uygulaması ile ancak H… adına orman sınırı dışına çıkarılabileceğinden, gerçek kişilerin bu gibi yerlerin kendileri adına orman sınırları dışına çıkartılmasını talep etmekte hukukî yararları bulunmadığı gibi, halen tahdit içinde olan böyle bir yerin, hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması için idareyi zorlayıcı nitelikte açtıkları davanın da dinlenme olanağı bulunmadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, ret sebebi ortak olan davalıların tümü aleyhine tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, O.. Y.. ve H.. vekilleri lehine ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmiş olması doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hükmün 5 ve 6. paragraflarının hükümden çıkarılarak, yerine “Davalı O.. Y.. ve H… kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31. maddesi gereğince takdir edilen 300.- TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine” cümlesi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi.