Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/3217 E. 2015/8492 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3217
KARAR NO : 2015/8492
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davada … Tüketici ve … Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı …, 02.06.2014 tarihli dilekçeyle; davalı ve dava dışı kişilerle paylı mülkiyet üzere malik oldukları taşınmazın taksim edilmesi amacıyla davalı tarafından kötü niyetli olarak sadece kendisi aleyhine ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, sonrada davayı takipsiz bıraktığını, aleyhine açılan dava sebebiyle avukat tutmak zorunda kaldığını, avukata 5.000.-TL ödeme yaptığını, yapmış olduğu ödemenin tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesince “…icra takibinin dayanağının vekâlet ücretinin tahsiline yönelik olduğu, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanun uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
… Tüketici Mahkemesi ise tarafından ise, “…taraflardan birinin tüketici diğerinin müteşebbis olması halinde davanın tüketici mahkemesinde görüleceği, somut olayda bu şartlar gerçekleşmediğinden davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu … ” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
Bir hukukî işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda taraflar arasında mal ve hizmet satışı sözkonusu olmadığından uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun kapsamında kalmadığı, malvarlığı haklarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Bu durumda davanın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nn 21 ve 22. maddeleri gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/10/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.