Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/3216 E. 2015/8485 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3216
KARAR NO : 2015/8485
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davada … Tüketici ve … Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı 08.04.2014 tarihli dilekçe ile; davalı arsa sahibi ile dava dışı yüklenici arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, anılan sözleşme uyarınca davalıya isabet eden 1 normal katta bulunan 4 nolu daire ile bu daireye karşılık gelen arsa payındaki hak ve hissenin tamamını noterde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, 30.05.2014 tarihinde teslim edilmesi gereken inşaata halen başlanmadığını ileri sürerek 4 nolu daire ile bu daireye karşılık gelen arsa payındaki hak ve hissenin tamamının tapu kaydının iptal edilerek adına tescili istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi; “…taraflar arasındaki ilişkinin satış sözleşmesi olduğundan 6502 sayılı Kanunun 1, 2, 3/c ve 23. maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
… Tüketici Mahkemesi tarafından ise; “…davalının müteşebbis olmayıp gerçek kişi olduğundan davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda davalının 4077 sayılı Kanunda belirtilen “Satıcı” tanımına girmeyip “gerçek kişi” konumunda olduğundan uyuşmazlığın malvarlığı haklarına ilişkin bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06.10.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.