Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/2895 E. 2015/12860 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2895
KARAR NO : 2015/12860
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … ve dahili davalı … vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında … ili, … ilçesi, … köyü 101 ada 407 parsel sayılı 7788.45 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe niteliğiyle … adına tespit edilmiştir.
Davacı çekişmeli yerin murisinden kendisine kalan tarım alanı olduğu iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, tespitin iptali ile parselin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı … tarafınca hükmün temyiz edilmesine üzerine, Dairemizin 09.12.2012 tarih ve 2011/17644 E. – 2012/1611 K. sayılı ilâmı ile “Dosyanın Dairece yapılan temyiz incelemesi sırasında çekişmeli parsele ait tespit tutanağı aslının dosyada bulunmadığı, tapu müdürlüğünce tutanak aslının Kadastro Mahkemesinin 2006/1640 E. sayılı dosyasında bulunduğunun bildirildiği görülmekle sözü edilen dosya ve tutanak aslının temini için dosya yerel mahkemeye gönderilmiştir. Mahkemece ilgili dosya getirtilmiştir. 2006/1460 E. sayılı dava dosyasının incelenmesinde … tarafında aynı yerle ilgili olarak orman iddiası ile 06/06/2006 tarihinde kadastro tespitine itiraz davası açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece dava kabul edilerek taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3462.96 m2’lik bölümünün bitişiğindeki … Devlet Ormanı ile birleştirilmek suretiyle orman niteliğinde …, (B) harfi ile gösterilen 4325.49 m2’lik bölümünün ise tespit gibi … adına tesciline karar verilmiştir. Bu karar Hazine tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/12/2008 tarih ve 2008/16482- 18207 sayılı kararı ile onanarak karar doğrultusunda tapuda işlem yapılmıştır. Çekişmeli taşınmaza ait tutanak temyize konu dava dosyasında da itirazlı olduğundan dolayı Kadastro Mahkemesinin 2006/1460 E. sayılı dava dosyasının kesinleşmiş olması hukuki sonuç doğurucu nitelikte değildir. O halde, … de davaya dahil edilip 2006/1640 sayılı dava dosyası ve tarafların istem ve delilleri birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” denilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilâmına uyulmasının ardından davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davacı … adına tarla vasfıyla tesbit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … ve dahili davalı … vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1978 yılında seri bazda yapılıp 12/07/1979 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; bozma ilâmında, çekişmeli taşınmaza ait tutanağın temyize konu dava dosyasında da itirazlı olması nedeniyle Kadastro Mahkemesinin 2006/1640 E. sayılı dava dosyasının kesinleşmiş olmasının hukukî sonuç doğurmayacağı belirtilerek … de davaya dahil edilerek Kadastro Mahkemesinin 2006/1640 E. sayılı dava dosyası ve tarafların istem ve delilleri birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği belirtilmesine rağmen mahkemece Kadastro Mahkemesinin 2006/1640 E. sayılı dosyası ve bu dosya içindeki bilirkişi raporları dikkate alınmadan hüküm kurulmuştur.
Mahkemece, öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 1978 yılında seri bazda yapılıp 12/07/1979 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulamasına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı, orijinal renkli orman kadastro harita örneği …nden getirtilerek dosya içine konulmalıdır. Önceki bilirkişiler dışında halen … Bakanlığı (… Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan ve bir ziraat bilirkişisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak çekişmeli taşınmazı ilgilendiren orman sınır noktaları zeminde bulunup fotoğraflanmalı, yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan ve yukarıda belirtilen hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu ve varsa aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu ve aplikasyon haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile varsa aplikasyon harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bozmadan önce alınan 14.03.2011 havale tarihli ve bozmadan sonra alınan 02.10.2014 havale tarihli orman bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazın üzerinde 4 adet meşe ağacından başka çalı ve ağaç formunda herhangi bir orman bitki örtüsü ve ağacının bulunmadığı, taşınmazın eğiminin %3-20 arasında değiştiği ve taşınmazın tamamının 71, 72, 73, 86, 87, 88 ve 89 nolu orman sınır noktaları ile belirtilen orman sınır hattının güneyinde ziraat alanı içerisinde kaldığı belirtilmiştir. Aynı parselle ilgili yargılamanın yapıldığı … Kadastro Mahkemesinin 2006/1640 E. – 2008/792 K. sayılı dosyasında alınan 04.02.2008 havale tarihli orman heyeti raporunda, taşınmazın eğiminin %35-40 arasında değiştiği, dava konusu taşınmazın tamamen karaçamlarla ağaçlandırılmış alan olduğu ve orman kadastro haritasının kadastro paftası ile ölçekleri eşitlenerek çakıştırılması sonrasında sınırlarda blok halinde kayma olduğununun ve (A) harfi ile gösterilen 3462,96 m2’nin orman sınır hattı içinde, (B) harfi ile gösterilen 4325,49 m2’nin orman sınır hattının dışında olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, keşfe katılacak bilirkişilerden önceki raporları değerlendirecek ve bu raporlardaki taşınmazın fiili durumuna, eğimine ve orman kadastro haritasının kadastro paftası ile ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmasında bir kayma olup olmadığına ilişkin çelişkileri giderecek nitelikte bir rapor alınmalıdır.
Dava konusu taşınmazın orman tahdit sınırları dışında olduğunun tespit edilmesi halinde bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgli kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri nazara alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar ve Kadastro Mahkemesinin 2006/1640 E. sayılı dosyası birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı … ve dahili davalı … vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/12/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.