Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/2597 E. 2015/12935 K. 21.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2597
KARAR NO : 2015/12935
KARAR TARİHİ : 21.12.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2013/58-2013/640
DAVACI : M.. N..
DAVALI : Hazine
DAVA KONUSU : Tazminat

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 22/12/2014 gün ve 2014/19541 – 2014/31050 sayılı ilâmıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesinin son fıkrası ve aynı Kanuna 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi ile 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun işbölümüne ilişkin 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı gereğince, karar düzeltme incelemesi yapma görevinin Dairemize ait olduğu anlaşılmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı gerçek kişi vekili, 28.01.2013 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin maliki olduğu 245 sayılı parselin orman olduğu gerekçesiyle tapu kaydının 2012 yılında kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edildiğinden bahisle fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla 40.000,00-TL maddi tazminatın taşınmazın tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Daha sonra 10.01.2014 tarihli maktu harçlı ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini artırarak toplamda 112.997,70-TL tazminat isteğinde bulunmuştur.
Tazminat istemine dayanak 245 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğiyle ve 3400,00 m² yüzölçümüyle davacı adına tapuda kayıtlı iken, Tekkeköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.10.2009 gün ve 2008/203 – 2009/244 sayılı kararı ile 245 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydı iptal edilerek parselin orman vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, karar Yargıtay denetiminden geçerek 30.03.2012 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece dava kabul edilmiş ve 112.997,70.-TL maddi tazminatın tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı Hazinenin temyizi üzerine 5. Hukuk Dairesince yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Davalı Hazine vekili, bu kez; Yargıtay kararının düzeltilmesini istemiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Ancak ıslah işlemi harca tabi bir işlem olup ıslah edilen husus değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü yer almaktadır. Bu kanuni düzenleme gereğince ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2013 gün ve 2013/21-445 E., 2013/1625 K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde 40.000.-TL olarak açıkladığı tazminat talebini, 10.01.2014 tarihli dilekçe ile 112.997,70.-TL’ye arttırmış ise de, dava niteliği itibariyle nisbi harca tabi olmasına rağmen 24,30.-TL maktu harç yatırarak ıslah harcını eksik yatırmıştır. Buna göre mahkemece, ıslah harcını tamamlamak üzere davacıya süre ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken harcı eksik yatırılan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
Bu itibarla, yerel mahkeme kararının yukarıda belirtilen neden ile bozulması gerektiği halde onanması doğru görülmediğinden davalı Hazine vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin önceki düzeltilerek onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 22/12/2014 gün ve 2014/19541 – 2014/31050 sayılı düzeltilerek onama kararı kaldırılarak, 21/11/2013 gün ve 2013/58-2013/640 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 21/12/2015 günü oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y Y A Z I S I

Sayın çoğunluğun bozma nedenini yargılamanın geldiği aşama itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 30. maddesinde düzenlenen usûl hukukuna hâkim olan ilkelerden usûl ekonomisi ilkesi (yargılamanın basit, çabuk, ucuz yürütülmesi) ile bu ilke kapsamındaki yargılamanın makul süre içinde yürütülmesi ilkesine uygun görmemekteyim. Bu nedenlerle işin esasının incelenmesi gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.