Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/2388 E. 2015/9950 K. 22.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2388
KARAR NO : 2015/9950
KARAR TARİHİ : 22.10.2015

MAHKEMESİ : Osmaniye Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2014
NUMARASI : 2014/85-2014/127

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı E.. Ç.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro çalışmaları sırasında Osmaniye ili, Merkez Ç.. köyü .. ada 551 parsel sayılı 10.354,12 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, zeytin bahçesi niteliğiyle belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili, dava konusu taşınmazda davalının zilyetliğinin oluşmadığını, taşınmazın çalılık ve fundalıktan açma olup, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ileri sürerek tespitin iptali ile taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu taşınmazın evveliyatının orman olması sebebi ile açılan davanın kabulü ile yapılan tespitin iptaline, Osmaniye ili, Merkez ilçesi, Ç..köyü .. ada 551 parsel nolu taşınmazın orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce yapılıp 27/03/1996 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak ziraat bilirkişi Seyit Tülüce tarafından düzenlenen 11.11.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda, taşınmazın eylemli halinin, raporun ikinci sayfasında “300 adet 12-13 yaşında ve 50 adet 35-40 yaşlarında zeytin ağacı dikili olduğu”, raporun sonuç kısmında ise “30 adet 12-13 yaşında ve 50 adet 35-40 yaşlarında zeytin ağacı dikili bulunduğu” şeklinde belirtildiği, dolayısıyla ziraat bilirkişinin raporunda dava konusu taşınmazın eylemli hali yönünden çelişki bulunduğu görülmüştür. Mahkemece ziraat bilirkişisi raporundaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olup, eksik inceleme ve çelişkili bilirkişi raporu ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, orman bilirkişi raporu da yetersizdir.
Bu nedenlerle, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 – 20 yıl önce çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde rapor alınmalı, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, komşu 102 ada 550, 552 ve 553 sayılı parsellere tutanak düzenlenmişse; tespit tutanakları ve dayanakları, davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, taşınmaz orman sayılmayan ve zilyedlikle kazanılacak yerlerden ise, öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorularak saptanmalı, keşif sırasında taşınmazın çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dosya içine konulmalı, bundan sonra elde edilecek tüm delillere göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/10/2015 günü oy birliği ile karar verildi.