Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/2342 E. 2015/12533 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2342
KARAR NO : 2015/12533
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sinop 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2014
NUMARASI : 2013/138-2014/228
DAVACI : Orman Yönetimi
DAVALILAR : K.. K.. ve Ark.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Sinop ili, Merkez ilçesi, Lala köyü 210 parsel sayılı, 11.540,00 m2 yüzölçümlü taşınmaz 02.05.1970 tarihinde kesinleşen tapulama işlemi sonucunda S.. K.. ve müşterekleri adına tescil edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, Lala köyü 210 parsel sayılı 11.540,00 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, davalı taşınmazın tamamen 2007 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını ve işlemin kesinleştiğini belirterek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili, müdahalenin men’i ve kal’ ile karar kesinleşinceye kadar taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulması istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece; davanın kabulü ile, Sinop ili, Merkez ilçesi, Lala köyü eski 210 parsel yeni 132 ada 60 parsel sayılı taşınmazın tamamının orman vasfında olması nedeniyle tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Orman Yönetimi ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil ile müdahalenin men’i ve kal’ istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 766 sayılı Kanun hükümlerine 1970 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 10.08.2006 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Mahkemece yapılan ilk keşfe katılan orman bilirkişisi, dava konusu taşınmazın (A1) ile gösterilen 3989,49 m2’lik ve (B1) ile gösterilen 2484,12 m2’lik kısmının orman tahdit sınırları içerisinde, (A2) ile gösterilen 669,33 m2’lik ve (B2) ile gösterilen 4397,06 m2’lik kısımlarının orman tahdit sınırları dışında olduğunu rapor etmiştir. Mahkemece yapılan ikinci keşfe katılan orman bilirkişisi ise, yüzölçümlerini belirtmeden (A) harfi ile gösterilen alanın orman tahdit sınırı içerisinde, (B) harfi ile gösterilen alanın orman tahdit sınırı dışında olduğunu ve tapu kaydına göre taşınmazın toplam yüzölçümü 11.540,00 m2 ise de, kendi hesaplarına göre bu sayının 11.802,5 m2 olduğunu rapor etmiştir. Mahkemece, her iki bilirkişi de taşınmazın kısmen orman tahdit sınırları içerisinde kısmen de orman tahdit sınırları dışarısında olduğunu belirtmesine rağmen taşınmazın tamamının orman tahdit sınırları içerisinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Dosya kapsamından dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine göre uygulama kadastrosu çalışması yapıldığı ve parselin 132 ada 60 parsel numarasını aldığı anlaşılmaktaysa da, bu çalışmaya ilişkin evrak ve parselin yeni tapu kaydı dosyada bulunmamaktadır. Yine dava konusu taşınmazın tapu maliklerinden bir kısmının vefat ettiği dosya kapsamından anlaşılmasına rağmen bu maliklerin mirasçılık belgeleri dosyada bulunmadığından taraf teşkilinin tam olarak sağlanıp sağlanamadığı denetlenememektedir.
Mahkemece uygulama kadastrosuna ilişkin evraklar ile vefat eden tapu maliklerinin tamamının mirasçılık belgeleri getirtilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması suretiyle çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte kesinleşmiş orman tahdit haritası üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan rapor alınmalı ve kesinleşmiş orman tahdit haritasının içinde kalan kısımlara yönelik davanın kabulüne, dışında kalan kısımlara yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi ile bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/12/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.