Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/1972 E. 2015/13143 K. 24.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1972
KARAR NO : 2015/13143
KARAR TARİHİ : 24.12.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2014
NUMARASI : 2012/447-2014/652
DAVACI-K.DAVALI : N.. Ö..
DAVALI-K.DAVACI : Hazine
DAVALI : Akyar Köyü Muhtarlığı

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı N.. Ö.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı N.. Ö.., dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Akyar köyü, Sokuyolu mevkiinde bulunan bir parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 02.06.2008 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 9060,30 m2’lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10.09.2009 gün ve 2009/10347 E. – 13026 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “…çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1956 yılında yapılan arazi kadastrosunda dava konusu yer hali arazi ve fundalık belirlemesi ile tapulama harici bırakıldığı halde mahkemece çekişmeli taşınmaza komşu parsel tutanakları ile var ise dayanak belgeleri getirtilerek keşif sırasında bu belgelerde dava konusu yerin nasıl nitelendirildiği belirlenmediği gibi, hükme esas alınan orman bilirkişi raporuna ekli 1956 yılı memleket haritasında fundalık olarak görüldüğü, ancak bilirkişi raporlarında eğiminin % 8-10 olarak belirtildiği, ne var ki, memleket haritasında taşınmaz eğiminin daha yüksek görüldüğü halde, 6831 sayılı Orman Kanununun 1/J maddesi ve 05.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/p ve 24/j maddeleri gereğince yeterli araştırmanın yapılmadığı, orman bilirkişi raporunun bu yönüyle yetersiz olduğu anlaşılmaktadır…” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine ve karşı davacı Hazinenin davasının kabulüne, dava konusu Akyar köyü fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 9060,30 m2’lik taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı N.. Ö.. vekili tarafından temyiz edilmiş, bu kez Dairenin 13.02.2012 gün ve 2011/17652 E. – 2012/1771 K. sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
Hükmüne uyalan bozma kararında özetle; ”…mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Mahkemece bozma sonrasında yapılan keşif ve uygulamada çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 468 m2’lik alanın 468 sayılı parsel içerisinde (A) harfi ile gösterilen 9060.30 m2’lik alanın ise tespit harici bırakılan alanda kaldığı, ziraat bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde 30-35 yaşlarında kapama zeytin ağaçlarını mevcut olduğu, % 8-10 eğimde 35-40 yıllık kuru tarım arazisi olduğu, orman bilirkişi raporunda ise; taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 9060.30 m2’lik alanın ve çevresinin 1956 basım tarihli memleket haritasında maki bitki örtüsü ile kaplı makilik alan içerisinde kaldığı ve üzerinde 30-35 yaşlarında dikili zeytin ağaçları bulunduğu, % 8-10 eğimde, 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesine göre orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirildiği, mahkemece taşınmazın orman vasfında olduğu ve idari tahkikat tutanağına göre davacının taşınmazı 1992 – 1994 yıllarından beri kullandığı ve 1992 ve 2007 yıllarında iki ayrı ecrimisil tutanağı düzenlendiği ve davacının bedeli ödemediği bedelin tahsili için vergi dairesine aktarıldığı bu nedenle zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluşmadığı gerekçesiyle gerçek kişinin davasının reddine, karşı davacı Hazinenin davasının kabulü ile taşınmazın orman olarak Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
Mahkemece, idari tahkikat tutanağına göre; 1992 – 1994 yıllarında fundalıktan açılarak o tarihten beri kullanıldığı dava tarihi olan 2008 yılına kadar zilyetlik süresinin tamamlanmadığı ve 1992 yılından 2007 yılına kadar ecrimisil bedeli tahakkuk ettirildiği, davacının rızaen ödememesi nedeniyle tahsil edilmek üzere vergi dairesine aktarıldığı, bu nedenle zilyetlik iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de, davacı gerçek kişi aleyhine ecrimisil tutanağı düzenlemiş ve davacı ödememesi nedeniyle vergi dairesine gönderilmesinin davacının Hazinenin üstün mülkiyet hakkını kabul ettiği anlamına gelmez.
Mahkemece davacının imar ve ihyaya konu olan zilyetliğinin saptanması açısından 1980 – 1990’lı yıllara ait memleket haritası ile bunun dayanağı olan hava fotoğrafı getirilerek uygulanmamış, ayrıca; taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının, varsa diğer meyve ağaçlarının yaşı, adedi, dağılımı ve kapalılık derecesi ile haritalar üzerindeki eş yükselti eğrilerine de bakılarak ve klizimetre cihazı yardımı ile taşınmazın gerçek eğimi de saptanamamıştır…” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davacının davasının reddine, karşı davacı Hazinenin davasının kabulüne; Osmaniye ili, Merkez ilçe, Akyar köyünde bulunan, fen bilirkişisinin 25/02/2014 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 9060,30 m2 yüzölçümlü taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı N.. Ö.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu 1956 yılında yapılmış, davalı taşınmaz hali arazi ve fundalık niteliği ile tespit dışı bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğu, ayrıca, dairemizin bozma kararı sonrasında mahkemece çekişmeli taşınmaza ilişkin alınan bilirkişi raporuna göre orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/12/2015 günü oy birliği ile karar verildi.