Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/1863 E. 2015/11644 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1863
KARAR NO : 2015/11644
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı …, … ilçesi, … köyü 464 parsel sayılı, 4350 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu ancak kısmen 1945 yılında kesinleşen orman sınırı içinde kaldığını ve öncesi itibarıyle ve halen orman olduğunu bildirerek, tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline, davalının el atmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır
Mahkemece, davanın kabulüne, 464 sayılı parselin (A) harfi ile işaretli 230,78 m2 bölümünün hem tahdit içinde kalması hem de eylemli orman olması nedeniyle tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile … adına tesciline, şerhlerin silinmesine karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından reddedilen kısma yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 1945 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 1953 yılında 5653 sayılı Kanuna göre makiye ayırma çalışması, 1982 ve 1994 yıllarında kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2. madde ve 2/B madde uygulamaları, 1961 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile işaretli bölümünün hem kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı hem de maki kaplı eylemli orman olduğu belirlenerek karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
 Şöyle ki; taşınmazdaki ağaçların niteliği, yaşı, sayısı, dağılımı konusunda ziraat uzmanına inceleme yaptırılmamış, yöreye ait en eski tarihli resmi belgelerdeki konumu da belirlenmemiş, 1958 tarihli memleket haritası incelenmiş, ancak bu haritanın yapımına esas alınan hava fotoğrafları incelenmemiştir.
Kural olarak, bir yerde kesinleşen orman kadastro çalışması varsa, o yerin orman olup olmadığı, kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması sonucu belirlenir ise de; bu sınırlandırmada 4785 sayılı Kanun hükümlerinin nazara alınmış olması halinde sağlıklı çözüme ulaşılır. Zira, 3116 sayılı Kanun sadece Devlet ormanlarını belirlemiş olup, bu Kanunya göre, 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu oluşup kesinleşen tahdit haritaları, orman olarak sınırlandırılan alanların bu niteliğini kesinleştirmekle birlikte orman sınırları dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukuki durumunu saptamakta yetersiz kalır. Bu şekildeki taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi ve ilk orman kadastrosunun yapıldığı sırada taşınmazın hukuken orman olup olmadığının tespiti önemlidir ki bu da 1945 yılından öncesini gösteren, yöreye ait en eski tarihli memleket haritasının incelenmesiyle mümkün olacaktır.
O halde; mahkemece, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile yöreye ait 1958 tarihli memleket haritasının yapımına esas alınan en eski tarihli (varsa 1945 öncesi) hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, ziraat uzmanından taşınmazın bitki örtüsü, toprak yapısı, üzerindeki ağaçların sayısı, yaşı, taşınmazdaki dağılımı, kapalılık oranını gösteren bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, öncesi itibarıyla orman sayılmayan yerlerden ise 1961 yılındaki genel kadastrodan itibaren özel mülk olarak tapuda kayıtlı bir yerin bu tarihten sonra çevreden tohumlama yolu ile ormanlaşmasının taşınmazı kamu malı haline getirmeyeceği, bu nedenle taşınmazda bulunan ağaçların yaşının tespitinin önemli olduğu gözönünde bulundurulmalı, bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 23/11/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.