Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/1843 E. 2015/11800 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1843
KARAR NO : 2015/11800
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … ve … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı … davanın reddi ile dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile … ili, … ilçesi, … köyünde bulunan teknik bilirkişi …’ın 19/11/2012 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen toplam 8130,49 m2’lik kısmın tarla vasfıyla davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalılar … ve … vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/12/2013 gün ve 2013/7166 -11776 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca dere yatağı olarak tapulama dışı bırakılan taşınmazın tesciline ilişkin olup, mahkemece, her nekadar davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları taşınmazın tescili için hükme yeterli değildir. Şöyle ki: Alınan uzman orman bilirkişi raporunda hava fotoğrafları uygulanmadığı gibi taşınmazın memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planındaki konumu da pafta ile ölçekleri denkleştirilerek gösterilmemiştir. Ziraat ve jeolog bilirkişi raporlarında ise çekişmeli taşınmazın paftada dere yatağı olarak görülmesine rağmen, bu hususta yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış, keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin buradan dere geçtiğini hiç görmedikleri beyanı karşısında oluşan çelişki de giderilmemiştir. Ayrıca, komşu parsellerin kadastro tutanakları ile dayanak ve ekleri getirtilip zemine uygulanmamış, çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği üzerinde de durulmamıştır.” ifadelerine yer verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile … ili, … ilçesi, … köyü içerisinde bulunan teknik bilirkişi …’ın 19/11/2012 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen toplam 8130,49 m2’lik kısmın tarla vasfıyla davacı … oğlu … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar … ve … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 766 sayılı Kanuna göre yapılmış ve sonuçları 04/10/1978 – 02/11/1978 tarihleri arasında ilân edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının …ne yükletilmesine, …den harç alınmasına yer olmadığına 26/11/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.