Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/16542 E. 2017/4650 K. 29.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16542
KARAR NO : 2017/4650
KARAR TARİHİ : 29.05.2017

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … köyü 180 ada 10 parsel sayılı 2921,70 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ve 177 ada 17 parsel sayılı 112.663,22 m2 yüzölçümündeki taşınmaz orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi 28.02.2013 havale tarihli dilekçesi ile … köyünde 3402 sayılı Kanun hükümlerince yapılan kadastro sırasında orman sınırları içinde kalan bir kısım yerlerin yol, dere, gölet gibi tespit harici bırakıldığını ve yine 180 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 177 ada 17 sayılı parselin devamı olmasına rağmen ayrı parsel numarası verildiğini, belirterek 180 ada 10 sayılı parselin 177 ada 17 parsel sayılı orman parseli ile birleştirilmesini ve orman sınırları içerisinde kalmasına rağmen tespit harici bırkılan yol dere gibi bölümlerin 177 ada 17 parsel sayılı taşınmaza dahil edilmesini talep etmiş, mahkemece davacı Orman Yönetiminin davasının kabulü ile … … köyü 180 ada 10 sayılı parsele ait kadastro tutanağının iptali ile 2921.70 m² olan bu alanın … … köyü 177 ada 17 sayılı parsele dahil edilerek 177 ada 17 sayılı parselin yüz ölçümünün 115.584,92 m² olarak orman niteliği ile Hazine adına tapuya tespit ve tesciline, … hakkında açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6292 sayılı Kanunun 11/10. maddesine göre yapılan düzeltme işlemine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 10.12.1940 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması 07.07.1977 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir. Bu işlemlerden sonra, yörede 2896 sayılı Kanuna göre 08.11.1985 tarihinde 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması 27.02.1989 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşmiştir. 2010 yılında gerçekleştirilen kullanım kadastrosu çalışmaları mevcuttur.
1) Orman Yönetiminin 180 ada 10 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları bakımından:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre 180 ada 10 sayılı parsele ait kadastro tutanağının iptali ile 177 ada 17 sayılı parsele dahil edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tespit ve tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak 177 ada 17 parsel sayılı taşınmaza komşu diğer parsellerin bu taşınmaza eklenmesi

talebiyle Orman Yönetimi tarafından başka dava dosyalarında talepte bulunulduğu anlaşıldığından kararların infazında tereddüt oluşturacak şekilde 177 ada 17 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü belirlenerek hüküm kurulması doğru değil ise de belirtilen bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden yüzölçümüne ilişkin bölümün hükümden çıkarılmasına ve hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple hükmün, birinci bendinde “Davacı Orman Yönetiminin davasının kabulü ile … … köyü 180 ada 10 sayılı parsele ait kadastro tutanağının iptali ile 2921.70 m² olan bu alanın … … köyü 177 ada 17 sayılı parsele dahil edilerek” ibaresinden sonra yer alan “177 ada 17 sayılı parselin yüz ölçümünün 115.584,92 m² olarak” ibaresinin hükümden çıkarılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verilmiştir.
2) Mahkemece davacı Orman Yönetiminin 180 ada 10 parsel sayılı taşınmaza yönelik davasının kabulüne karar verilmiş ise de bu taşınmazla birlikte dava konusu olup yol olarak tespit harici bırakılan bölüme ilişkin karar verilmediği anlaşılmaktradır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen ve davaya konu 180 ada 10 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde yer alan bölümün yol olarak belirlendiği ve hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kanunun 16/B-son maddesinde “yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir” hükmüne yer verilmiştir. 3402 sayılı Kanunun 26. maddesinde ise “Kadastro mahkemesinin yetkisinin her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlayacağı hüküm altına alınmıştır.” Bu durumda; yol olarak tespit harici bırakılan ve bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün de 180 ada 10 parsel sayılı taşınmazla birlikte davalı olduğu ve dava konusu edilen bu yer hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği ve paftasında gösterildiği anlaşıldığından, yol olarak tespit harici bırakılan bölüme ilişkin uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması amacıyla mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu bölüm hakkında hüküm kurulmaması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle; hükmün 180 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2) Yukarıda iki numaralı bentde açıklanan nedenlerle davacı Orman Yönetimin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen ve yol olarak tespit harici bırakılan bölüm yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/05/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.